Edip's Vocabulary
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn English From Turkish
Learn English From Turkish
Practice Known Questions
Stay up to date with your due questions
Complete 5 questions to enable practice
Exams
Exam: Test your skills
Test your skills in exam mode
Learn New Questions
Manual Mode [BETA]
The course owner has not enabled manual mode
Edip's Vocabulary - Leaderboard
Edip's Vocabulary - Details
Levels:
Questions:
274 questions
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Yeşil bir ağaç | A green tree |
(to) bir makineyi çalıştırmak | (to) run a machine |
Mücevherler üzerinde çalışıyorum. | I work on jewellery. |
Aksesuarlar üzerinde çalışıyorum. | I work on accessories. |
Her gün çalışırım. | I work every day. |
Bir küpe var. | There is an earring. |
Trafik lambası var. | There is a traffic light. |
Orada bir kız var. | There is a girl. |
Bir masa var. | There is a table. |
Bir araba var. | There is a car. |
Ben giderim. | I go. |
Yerim. | I eat. |
Çalışırım. | I work. |
Severim. | I like. |
Yaşarım. | I live. |
İstersin. | You want. |
Çikolata yerim. | I eat chocolate. |
Muz yersin. | You eat banana. |
Bir arkadaşım var. | I have a friend. |
Bir bilgisayara ihtiyacım var. | I need a computer. |
Bir masaya ihtiyacın var. | You need a table. |
Bir kitap isterim. | I want a book. |
Küpe(ler) istersin. | You want earringS. |
Benim bir ailem var. | I have a family. |
Bir elmam var. | I have an apple. |
Kitaplarım var. | I have books. |
Bir sorunun var. | You have a problem. |
Yardıma ihtiyacım var. | I need help. |
Paraya ihtiyacım var. | I need money. |
Bir tablet isterim. | I want a tablet. |
Türkiye'yi severim.. | I like Turkey. |
Yardıma ihtiyacın var mı? | Do you need help? |
Yardım ister misin? | Do you want help? |
Çay severim. | I like tea. |
Çay sever misin? | Do you like tea? |
İngilizce konuşmazsın. | You don't speak English. |
Sen yemezsin. | You don't eat. |
Ben muz yemem. | I don't eat banana. |
Para isterim. | I want money. |
Para istemem. | I don't want money. |
Tekrar | Again |
Başka? | What else? |
Tişört yeşil. | The T-shirt is green. |
Etek pembe. | The Skirt is pink. |
Kitap beyazdır. | The Book is white. |
Bir kitap beyazdır. | A book is white. |
Orada bir adam var. | There is a man. |
Adam yaşlı. | The man is old. |
Adımı severim. | I like my name. |
Bu benim kitabım. | This is my book. |
Burası benim evim. | This is my house. |
Bu benim kitabım değil. | This isn’t my book. |
Burası benim evim değil. | This is not my house. |
Hamburger pahalı değil. | The hamburger is not expensive. |
Lütfen cevap verin. | Please reply. |
Bu kol saati. | This is watch. |
Bu bıçak. | This is knife. |
Bir Bebek görmem. | I don't see a baby. |
Evcil hayvanın var mı? | Do you have a pet? |
Kuş nedir? | What is bird? |
Klima (ac) | Air conditioner (AC) |
Beyaz bir vantilatör | A white ventilator |
Yeni bir bilgisayar | A new computer |
Benim evim küçük. | My house is small. |
Yeni bir evim yok. | I don't have a new house. |
Her gün | Every day |
Her gün su içer misin? | Do you drink water every day? |
() ekmek yemek | (to) eat bread |
Ya da | Or |
Yeşil ekmek var mı? | Is there green bread? |
Televizyon izler misin? | Do you watch TV? |
Afedersiniz? pardon | Sorry? |
Affedersiniz? | Excuse me? |
Ne izlersin? | What do you watch? |
Başka? ya başka | What else? |
Hayır, Survivor izlemeyin! | No, don't watch survivor! |
Yeme! | Don't eat! |
Ye! | Eat! |
Git! - Gitme! | Go! - Don't go! |
Her gün işe giderim. | I go to work every day. |
Yüzümü yıkarım. | I wash my face. |
Her gün otobüsüme binerim. | I get on my bus every day. |
Her gün atölyemi açarım. | I open my workshop every day. |
Her gün çalışırım. | I work every day. |
Ben sigara içmem. | I don't smoke. |
Ben koşmam. | I don't run. |
Ben yürümem. | I don't walk. |
Hergün kahvaltı yerim. | I eat breakfast every day. |
Her gün öğle yemeği yerim. | I eat lunch every day. |
Her gün akşam yemeği yerim. | I eat dinner every day. |
Başka bir bilgisayar | Another computer |
Bisiklete ihtiyacın var mı? | Do you need a bicycle? |
Hangi renk? | Which color? |
Ben iyiyim. | I am good. |
Nasılsın? | How are you? |
Avrupa ligleri | European leagues |
Bulaşıkları her gün yıkarım. | I wash the dishes every day. |
Her gün otobüsüme binerim. | I get on my bus every day. |
Her gün yürümem. | I don't walk every day. |
Bebek ünlüdür. | Bebek is famous. |