Sami Kayda's English
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn English From Turkish
Learn English From Turkish
Practice Known Questions
Stay up to date with your due questions
Complete 5 questions to enable practice
Exams
Exam: Test your skills
Test your skills in exam mode
Learn New Questions
Popular in this course
Learn with flashcards
Manual Mode [BETA]
Select your own question and answer types
Sami Kayda's English - Leaderboard
You may also like
You may also like:
Sami Kayda's English - Details
Levels:
Questions:
782 questions
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Haydi Başlayalım. | Let's Start. |
Ödevim var. | I have homework. |
Babam bir dükkan işletir. | My dad runs a store. |
Hayattayım. | I am alive. |
Ayşe bir kediye sahip. | Ayşe has a cat. |
Orada Bir mutfak var. | There is a kitchen |
Orada bir kedi var. | There is a cat. |
Orada bir ev var. | There is a house. |
Orada evin içinde bir mutfak var. | There is a kitchen in the house. |
Orada bir kalem var kutunun içinde. | There is a pencil in the box. |
Ben bir öğrenciyim | I am a student. |
Ben bir öğretmen değilim. | I am not a teacher. |
Ben yakışıklıyım. | I am handsome. |
Ben zekiyim. | I am smart. |
Ben uzunum. | I am tall. |
Ben kısa değilim. | I am not short. |
Ben şişman değilim. | I am not fat |
Ben yaşlı değilim. | I am not old. |
Ben gencim. | I am young. |
Ben öğrenci değilim. | I am NOT a student. |
Ben bir öğretmen değilim. | I am not a teacher. |
Ben bir doktorum. | I am a doctor. |
Ali benim arkadaşım değil. | He is not my friend. |
Ayşe uzun değil. | She is not tall. |
Masa geniş değil. | Table is not large. |
Evim büyük değil. | My house ,is not big. |
Bir ev var. Ev büyük. | There is a house. House is big. |
Orada bir kedi var. Kedi sarıdır. | There is a cat. Cat is yellow. |
Bir fare var. Fare küçüktür. | There's a mouse. The mouse is small. |
Bir kapı var. Kapı kahverengidir. | There is a door. The door is brown. |
Bir adam var. Adam yaşlı. | There's a man. The man is old. |
Bir şapka var. Şapka siyah ve sarıdır. | There is a hat. The hat is black and yellow. |
Bir oğlan var. Oğlan sarışındır. | There is a boy. The boy is blonde. |
Bir kadın polis var. Kadın polis havalı. | There's a policewoman. The policewoman is cool. |
Bir bilgisayar var. Bilgisayar hızlı. | There is a computer. The computer is fast. |
Bir doktor var. Doktor zeki. | There is a doctor. The doctor is smart. |
Bir top var. Top siyah ve beyaz. | There is a ball. The ball is black and white. |
Top sarı değil. Top yeşildir. | The ball is not yellow. The ball is green. |
Elma mavi değil. Elma kırmızıdır. | The apple is not blue. The apple is red. |
Ali mutlu değil. Ali üzgündür. | Ali is not happy. Ali is sad. |
Ben üzgün değilim. Ben mutluyum. | I'm not sad. I'm happy. |
Büyükanne genç değil. Büyükanne yaşlıdır. | Grandma is not young. Grandma is old. |
Büyükbaba genç değil. Büyükbaba yaşlı. | Grandpa is not young. Grandpa is old. |
Fare siyah değil. Fare beyaz. | The mouse is not black. The mouse is white. |
KApı beyaz değil. Kapı kahverengidir. | The door is not white. The door is brown. |
Şapka sarı ve yeşil değil.. Şapka sarı ve siyahtır. | The hat is not yellow and green. The hat is yellow and black. |
Çiçek kırmızı değil. Çiçek pembedir. | The flower is not red. The flower is pink. |
Süt siyah değil.Süt beyazdır. | The milk is not black. The milk is white. |
Ben futbolu severim. | I like football |
Ben bilgisayar oyunlarını severim. | I like computer games. |
Ben köfteyi severim. | I like meatball. |
Bir akıllı telefona sahibim. | I have a smartphone |
Bir bilgisayara sahibim. | I have computer. |
Bir fotoğraf kamerasına sahibim. | I have a camera. |
Ben bir arabaya ihtiyacım var. | I need a car. |
Ben bir tablete ihtiyacım var. | I need a tablet. |
Ben bir araba isterim. | I want a car. |
Ben yeni bir araba isterim. | I want a new car. |
Her sabah koşarım. | I run every morning. |
I run. | Koşarım. |
Hergün bahçede Ali ile yürürüm. | I walk in the garden with Ali every day. |
Hergün bahçede yürürüm. | I walk in the garden every day. |
Bahçede yürürüm. | I walk in the garden. |
Yürürüm. | I walk. |
Ankara'da yaşarım. | I live in Ankara. |
Kitap satın alırım. | I buy a book. |
Elmalar satarım. | I sell apples. |
Elma satarım. | I sell apple. |
Bisiklete binerim. | I ride a bike. |
Kitap okurum. | I read book. |
Gece saat 12:30 de uyurum | I sleep at 12:30 at midnight. |
Ben saat 11 de yatağa giderim | I go to bed at 11. |
Akşam oturma odasında TV izlerim. | I watch TV in the living room in the evening. |
Akşam TV izlerim. | I watch TV in the evening. |
TV izlerim. | I watch TV. |
Odamda ders çalışırım. | I study in my room. |
Ders çalışırım. | I study. |
Ödevimi yaparım. | I do my homework. |
Ben öğleden sonra 4:15 te eve gelirim. | I come to my house at four-fifteen in the afternoon. |
Ben 4:15 te eve gelirim. | I come to my house at four-fifteen. |
Ben yüzümü yıkarım. | I wash my face. |
Ben yeni kırmızı bir araba isterim. | I want a new red car. |
Ben hamburger yerim. | I eat hamburger. |
Hamburger severim | I like hamburger. |
Süt içerim. | I drink milk |
I eat apple. | Ben elma yerim. |
Ben akşam yemeği yerim. | I have dinner. |
Ben ailemle akşam yemeği yerim. | I have dinner with my family. |
Ben ailemle saat 8 de akşam yemeği yerim. | I have dinner with my family at 8 o’clock |
Ben saat 7 de uyarım. | I wake up at 7 o'clock. |
Ben sabah saat 7 de kalkarım. | I get up at 7 o'clock in the morning. |
Ben okula otobüsle giderim. | I go to school by bus. |
Derslerim 8:30 da başlar. | My lessons start at eight-thirty |
Okulda saat 12:30 da öğlen yemeği yerim. | I have lunch at school at 12:30 |
Okulda öğlen yemeği yerim. | I have lunch at school. |
Öğlen yemeği yerim. | I have lunch. |
Derslerim saat 15:35 de biter. | My lessons finish at fifteen-thirtyfive. |
Ben dişlerimi fırçalarım. | I brush my teeth. |
Ben banyoda elimi ve yüzümü yıkarım. | I wash my face and hands in the bathroom. |
Ben okula giderim. | I go to school. |