You are in browse mode. You must login to use MEMORY

level: 2nd Dec.

Questions and Answers List

level questions: 2nd Dec.

Question	Answer
çekici	appealing
ben dışarıdayım	I am outdoors.
hitap etmek (hoşa gitmek)	to appeal
ortaya çıkarmak, örtüsünü açmak	to unveil
içme matarası	drinking flask
bir şeye sığmak	to fit into something
zamanımız tükeniyor	We are running out of time.
suyumuz kalmadı	We've run out of water.
iki yakasını bir araya getirmek, geçinmek	to make ends with
bakıcı	caretaker
kıtlık	shortage
ikna etmek	to convince
nişanlı	fiance
bir ödül teklif etmek	to offer a reward
-ıp, -ıpmadığını	whether
yetenek testi	aptitude test
nüfus bilimi	demography
hissedar	shareholder
gelir	revenue
kâr uyarısı	a profit warning
katılım sağlayan kişi sayısı	turnout
brüt kar marjı	gross margin
önemli oylama	crucial vote
ufak değişiklik	slight change
oy verme olasılığı daha düşük	less likely to vote
milyon milyar	million-billion
nihayetinde	ultimately
nakitsiz ödeme	cashless payment
bir dizi neden	a number of reasons
çarpıcı	appealing
giderek (her gü daha fazla) daha fazla şirket ...	more and more companies ....
perakendeci	retailer
boş pozisyon	vacant position
kaka	poop
kokmak	to stink
şımarık	sassy
müzakere etmek	to negotiate
neden bu kadar çok	why so much
nazikçe	gently
uyuşturmak	to numb
ızdırap verici	agonizing
iş-yaşam dengesi kavramı	concept of a work–life balance
yaygın değildir	it isn't common
ve benzeri, buun gibi...	so on
solmak	to fade
kötü eşek	bad-ass
emeğinin karşılığını almak	to pay off
sonunda bir şeyler yapmak	to end up doing something
gücünün ve etkinliğinin gitgide azalması	to burn out
soymak	to burgle
soyulduk! (soyulmuş durumdayız)	we have been burgled!
filli kupası	elephant mug
bayan eğrisi tırnak törpüsü	lady-curve nail file
buraya gelsen iyi olur	you better come here.
sahte-turuncu	faux-orange
o uyuyor	she's asleep
son zamanlarda	lately
fark etmek	to notice
bunun benim için bir faydası yok	it is of no use to me.
bir çikolata çaydanlık gibi yararlı	as useful as a chocolate teapot
yerde kaymak	to swoosh in
cezbetmek	to charm
itiraf etmek, kabul etmek	to admit
düzgün şekilde	properly
bir şey olmadan önce	by the time + event
kıyamet	apocalypse
bir şeye bağımlı olmak	to be addicted to something
yazışma	correspondance
kızakla kaymak	to sled
paten kaymak	to skate
gidip gelmek	to commute
kötümser-iyimser	pessimictic-optimistic
engel	hurdle
nasıl olur da!	how on earth!
nispeten	relatively
züppe, burnu havada	snob
işinizin başına	off to work!
vakit nakittir!	time is money!
takdir etmek	to appreciate
anket	poll
eşi benzeri görülmemiş	unprecedented
işaretlemek	to postmark
devlet yetkilisi	state official
nihayetinde	ultimately
belirlemek	to determine
popüler oylara bakmaksızın	regardless of the popular vote
aslında	Indeed
doğrultusunda	in line with
seyrek nüfuslu	sparsely populated
yoğun nüfuslu	densely populated
irade eksikliği	lack of will power
beraberlik	draw
o hiç çalışmıyor	he doesn't work at all.
memnuniyet	satisfaction
popüler oy	the popular vote
para için yalvarmak	to beg for money