SEARCH
🇬🇧
MEM
O
RY
.COM
4.37.48
Guest
Log In
Homepage
0
0
0
0
0
Create Course
Courses
Last Played
Dashboard
Notifications
Classrooms
Folders
Exams
Custom Exams
Help
Leaderboard
Shop
Awards
Forum
Friends
Subjects
Dark mode
User ID: 999999
Version: 4.37.48
www.memory.com
You are in browse mode. You must login to use
MEM
O
RY
Log in to start
Index
»
İrem's Vocabulary
»
Chapter 1
»
25th Dec
level: 25th Dec
Questions and Answers List
level questions: 25th Dec
Question
Answer
dolaşmak, gezinmek
to roam
zenginleşmek
to grow wealthy
dik yamaç
steep slope
tarihçi
historian
çelik fabrikası
steel factory
işe vs. gidip gelmek
to commute
... şimdiye kadar oynadığım....
.... I have ever played.
tam şu anda
just now
ilerlemek
to advance
büyük ölçüde
to a large extent
belirtmek
to state
gerçeklik
reality
ticari
commercial
kablolu tv
cable TV
ulaşım
transportation
hızlandırmak
to accelerate
karmaşıklaştırmak
to complicate
mallar, eşyalar
goods
hareket etmek
to move
hız
speed
bu değişikliklerin kapsamı
extent of these changes
sahip olmak
to have - had - had-
madem ki
now that
üçüncü
third
beşinci
fifth
tüm insanların beşte biri
one fifth of all the people
en azından
at least
küreselleşme eleştirileri/eleştirmenleri
critics of globalisation
esnek
resilient
öngörülemeyen
unpredictable
köpeği beslemek
to feed the dog
bu size kalmış!
it is up to you!
izin vermek
to let
toplantıdaki kesintiler
interruptions in the meeting
yüzünden
on account of
tahmin etmek
to anticipate
planlanmış zaman
scheduled time
vazgeçmek
to give up
birine el sallamak
to wave at somebody
sığ
shallow
artçı deprem
aftershock
savaş-barış
WAR-PEACE
batmak
to sink sank sung
titanik enkazı
wreck of Titanic
aslında
in fact
gizli görev
secret mission
ABD donanma
US Navy
masraflarını karşılamak
to finance
karşılığında
In return
nükleer denizaltılar
nuclear submarines
ortadan kaybolmak
to disappear
işe vs. gidip gelmek
to commute
hatıra eşya
souvenir
ile sonuçlanmak, en sonunda bir şey yapmak
to end up with
bir süre kalmak
to stay awhile
yeni biriyle tanışmak
to meet a new person
yerel halk, yerliler
local people
daire kiralamak
to rent apartment
kaydolmak
to sign up
hiç
at all
onların kendi yemekleri
their own meal
yurt dışına çıkmak
to go abroad
bir şeyler yapmaktan rahatsız olmak
to mind doing something
-den dolayı
since - (2.)
vahşi
wild
kanat
wing
rüzgar
wind
üflemek
to blow-blew-blown
üfleyerek söndürmek
to blow out
ısırmak
to bite - bit - bitten
bir şey yapmaya hevesli olmak
to keen on doing something
bir şey yapma yeteneğine sahip olmak
to be capable of doing something
çit
fence
cadı
witch
kostüm partisi
fancy dress party
fikir birliği
consensus
görünmek
to seem
tanrı aşkına
for God's sake
meşhur gündemde olan şair
pin-up poets
ne olursa olsun
whatsoever
öldürmek
to kill
şüphe
doubt
şüphesiz
Undoubtedly
suçlu
culprit
bakış, açı
aspect
sağlamak, emin olmak
to ensure
bir şeyler yapmayı başarmak
to manage to do something
artık daha fazla
any longer
saklamak, tutmak
to keep
canlı, hayatta
alive
belirli bir duyarlılık
a certain sensibility
kırsal bölge
countryside
rüzgar
wind
nazikçe
gently
ağaç üzerinde yaprakları
leaves on the tree
bir şey hayret etmek
to marvel at something
sürekli değişen şekiller
ever-changing shapes
sürekli yeşil ağaç
ever-green tree
spot-lekesiz
Spot-spotless
açık mavi
Light blue