Covid19 nedeniyle iş yükümüz arttı. | Our workload increased because of the Covid19. |
Çalışmaya başladığımda, | When I started working, |
İş yüküm daha az, çünkü daha fazla meslektaşım var. | I have less workload, because I have more colleagues. |
Bu artık benim için daha iyi. | This is better for me now. |
Geçmişte çalıştığımdan daha az çalışıyorum. | I work less than I worked in the past. |
Bu durumu sever misin? | Do you like this situation? |
Aşı oldun mu? - olmuş durumda mısın? | Have you been vaccinated? |
Ne zaman aşı oldun? | When did you get vaccinated? |
Mayıs ayında aşı oldum. | I got vaccinated in May. |
Temmuz ayında ikinci aşımı oldum. | I got my second shot in July. |
Coronavirüs Avrupa ülkelerinde artıyor. | Coronavirus is increasing in European countries. |
Pandemi yüzünden sıkıldım. | I am bored due to the Pandemic. |
Çalışırken maske takmak zorundayım. | While I am working, I have to wear a mask. |
Kolay nefes alamıyorum. | I can't breathe easily. |
Çalıştığım mahallede | the neighbourhood where I work |
Büyük bahçeler yok. | There are no big gardens. |
orada olan bir adam | a man who is there |
Beni kurtardı. | He saved me. |
yediğim akşam yemeği | the dinner I ate |
konuştuğum kişiler | the people I talk to |
Dün konuştuğum insanlar bugün konuştuğum insanlara benzemez. | The people I talked to yesterday don't look like to the people I talked to today. |
Dün yediğimiz restoran pahalıydı. | The restaurant we ate in yesterday was expensive. |
Üç gün önce doğum günümü ailemle kutladım. | I celebrated my birthday with my family three days ago. |
Benim için bir pasta yaptı. | She made a cake for me. |
Bugün mum üflemedim. | I didn't blow candles today. |
Mumları elimle söndürdüm. | I blew out the candles by hand. |
üfleyerek | by blowing |
Yağmura yakalandım. | I got caught in the rain. |
Yağmurda ıslandım. | I got wet in the rain. |
Biraz hastayım. | I'm a little bit sick. |
Sizin için özel olan bir hediye var mı? | Is there a present which is special for you? |
En yakın arkadaşım evlenince ona bir kahve seti verdim. | When my closest friend gets married, I gave him a coffee set. |
Doğum günü hediyesi olarak ne almak isterdiniz? | What wold you like to get as a birthday present? |
Anladım. | I got it. |
Doğum günü hediyesi olarak araba almak istiyorum. | I want to get a car as a birthday present. |
Doğum günü hediyesi olarak araba almak isterdim. (hayalimde) | I would like to get a car as a birthday present. |
Çok paran olsaydı ne yapardın? | If you had a lot of money, what would you do? |
Çok param olsaydı, çalışmazdım. | If I had a lot of money, I wouldn't work. |
Keşke şimdi çalışmasaydım. | I wish I didn't work now. |
Çok param olsaydı, fakirlere verebilirdim. | If I had a lot of money, I could give away to the poor. |
Eğer şansım olsaydı, - şimdi hayalde | If I had the chance, |
Fırsatım olsaydı, İtalya'ya giderdim. | If I had the chance, I would go to Italy. |
Futbol söz konusu olduğunda, | When it comes to football, |
Saçımı çok fazla taramam. | I don't comb my hair too much. |
Gelecek hakkında iyimserim. | I am optimistic about the future |
İnsanlar eğlence için metaverse görecek | People will see metaverse for entertainment |
Gelecek hakkında endişeliyim. | I am concerned about the future |
Bazı insanların hayatı diğerlerinden daha zor. | Some people have more difficult life than others |
Haftanın 2 günü misafirlerimiz var | We have guests 2 days a week |
Çalıştığımda bir program hazırlayacağım. | When I work, I will prepare a schedule |
cetvellerden nefret ederim | I hate rulers. |
Ataşları çok sık kullanırım. | I use paper clips very often |
Nereye gideceğimizi bilmiyorum. | I don't know where we are going to go. |
Çok ucuz bir yer. | It's a very cheap place. |
Diğer restoranlardan daha ucuzdur. | It is cheaper than the other restaurants. |
Onu 11 yıldır tanıyorum. | I have known him for 11 eleven years. |
2010 yılında tanıştık. | We met in 2010. |
Askerliğini tamamladın mı? | Have you completed your military service? |
Almanya'da hava iyi değil. | Germany doesn't have good weather. |
İnsan hakları sorunları | Human rights problems |
Bazı arkadaşlarım | some of my friends |
akrabalarım arasında | among my relatives |
Ne zaman istersem, yıllık izne çıkabilirim. | Whenever I want, I can go on annual leave. |
Uludağ'a gideceğim. | I am going to go to Uludağ. |
Daha fazla dinleme yapmalıyım. | I should do more listening. |
Maçların sonuçlarına bakmam. | I don't check the results of the games. |
Sen akıllı bir adamdın. | You were an intelligent man. |
Sen eğitimli bir adamdın. | you were an educated man |
Hiçbir şey yapmadın. | You did nothing = you didn't do anything. |
O geçecek. | He's gonna pass. |
Bugün neredeyse 3 milyar insan birbirine bağlı. | Today almost 3 billion people are connected. |
Söylediğin her şey | Everything you say |
İş arıyorum. | I'm looking for a job. |
Buzdolabında yiyecek bir şey yok. | There is nothing to eat in the fridge. |
kaç kere | How many times |
Toplantıya katılmak zorunda mıyım? | Do I have to attend the meeting? |
Toplantıya katılmak zorunda mısın? | Do you have to attend the meeting? |
Sen bile. | Even you |
yaklaşık 15 derece | approximately 15 degrees |
Arkadaşımı aldım. | I picked up my friend. |
Senin düşüncelerin neler? | What are your thoughts |
Umarım bir daha kullanmak zorunda kalmam. | I hope I don't have to use it again |
Önemli hedeflerim var. | I have important goals |
Eğitim amacım yeni bir dil öğrenmek | My educational goal is that to learn a new language |
uzun vadeli hedefler | Long term goals |
İşe geç kaldım. | I was late for work. |
düzenli | well organized |
geçmişe kıyasla, şimdi iyi değil | when compared to the past, it is not good now |
grafikler kolayca anlamaya yardımcı olur | graphs help to understand easily |
buhu - buhar | steam |
belki diğer duvarlarda bir pencere vardır | maybe there is a window on other walls |
Filmler çok daha iyiydi. | Movies were much better. |
Daha az insan Londra metrosunu kullanır. | Fewer people use London subway. |
Yetkililer dedi ki... | Officials said that ... |
koronavirüs nedeniyle | because of the coronavirus |
Arkadaşımın evini boyadım. | I painted my friend's house. |
güzelleşti | It became beautiful. |
Kız kardeşim yetenekli. | My sister is talented. |
Yetenekli kız kardeş bekar | The talented sister is single. |
Yeğenim teyzesi gibi. | My niece is like her aunt. |
Sonbahar Kasım'da sona eriyor | Autumn ends in November |
Eskiden daha çok kar yağardı | In the past it snowed more. |
o günleri özlüyorum | I miss those days. |
Ben öğrenciyken okullar kapalıydı. | When I was a student, schools were closed. |