Eğer Niğde'ye gidersem, kaleyi ziyaret edeceğim. | If I go to Niğde, I am going to visit the castle. |
Bir şişe su | A bottle water |
Uyumak istiyorsa, onun yerine bakacak kimse yok. | If he wants to sleep, there is no one to cover him. |
Gece vardiyasına gittiğinde... | When he goes for the night shift, ... |
Aysima sinemalarda hiç film izlememiştir. | Aysima has never seen a movie at the theatres. |
Sınavlarım yeni bitti. | My exams have just finished. |
Sınavlarım son zamanlarda bitti. | My exams have recently finished. |
İş arkadaşları | His colleagues |
Babam öğle yemeğini işe götürür. | My father takes his lunch with him to work. |
Eğer internetten bir şey alırsa... | If he buys something online, ... |
İnternetten bir şey sipariş ederse... | If he orders something online, ... |
Yemeğin teslim edilmesi uzun sürecek. | It will take long for the meal to be delivered. |
Gücenirler. | They are offended. |
Birçok şeyi kişisel algılarlar. | They take many things personally. |
Benimle dalga geçmeyi bırak! | Stop making fun of me! |
Aklını mı kaçırdın sen? | Are you out of your mind? |
Seni bırakabilirim. | I can give you a lift. |
Bu geçici bir durum. | It is temporary. |
Kendinden daha emin hissediyorsun. | You feel more confident. |
kar yağarken | while it was snowing |
kar yağdığında | when it snowed |
Biliyordum! | I knew it! |
meteoroloji mühendisliği | meteorological engineering |
İngilizce konuşarak kendime güveneceğim. | I will be confident in speaking English. |
Ne olacağını tahmin edebilir misin? | Can you predict what will happen? |
iş fırsatları | job opportunities |
yardım kuruluşu, hayır kuruluşu | charity organisation |
İş görüşmesi | job interview |
dış ticaret | Foreign Trade |
Dün kız kardeşime ödevimi yaptırdım. | I made my sister do my homework yesterday. |
Babama benim için araba aldırdım. | I made my father buy a car for me. |
Anneme her zaman odamı toplattırırım. | I always have my mom tidy my room. |