level: 18th December
Questions and Answers List
level questions: 18th December
Question | Answer |
---|---|
Londra metrosu | London’s subway |
Yetkililer dedi ki... | officials said that ... |
burada olmamın nedeni | the reason why I am here |
Bu şehri terk etmek istememin sebebi | the reason I want to leave this city |
Hükümetin bunu söylemesinin nedeni | The reason the government said this |
hastalığın omikron varyantı, türü | the omicron variant of the illness |
finans merkezi | financial centern |
Nermin adında bir öğrenci | a student called Nermin |
fiyatlar yüzde 100 arttı | prices increased by 100 percent |
kişi sayısı %18 düştü | number of the people dropped by 18% |
O hala bekar. | He is still single. |
Toplantı yaptık. | We had a meeting. |
züccaciye | glassware |
Mangal kömürü | charcoal |
dünya nüfusunun üçte biri | one third of the world population |
sınıfın üçte biri | one third of the class |
hemen hemen hepimiz | almost all of us |
en sorumlu adam | the most responsible man |
şimdiye kadar oynadığım en iyi oyun | the best game I have ever played |
tanıdığım en iyi adam | the best man I have ever known |
yaşam döngüsü | circle of life |
Hepimiz bağlıyız. | We are all connected. |
Yarışmada üçüncü oldu. | He came in third in the contest. |
bazı insanlar için | for some people |
dağınık bir masa | a messy desk |
Günde bir kez duş alırım. | I take a shower once a day. |
Bir keresinde ondan hoşlanmadığını söyledi. | Once he said he didn't like her. |
diğer adam - diğer herif | the other guy |
insanlık tarihinin bir parçası | a part of human history |
kitabın bir kısmı | a part of the book |
yepyeni bir araba | a brand new car |
karşılığında - fiyat vs. karşılığında | in return for |
Kırık camlı kullanılmış araba | The used car with broken windows |
uygunsuz giysiler | Inappropriate clothes |
yeterince | enough |
okul Müdürü | school principal |
Kim tarafından | By whom |
yanlışlıkla, kazara, hata ile | by mistake |
dövmek | to beat - beat - beaten |
ikinci büyük ülke | the second largest country |
Kuzey Amerika kıtasının beşte ikisi | two-fifths of the North American continent |
bir defa, bir zamanlar | once |
yerli halk tarafından | by native people |
yaklaşık olarak | approximately |
Nüfusun yarısını oluşturuyorlar. | They make up half of the population. |