madeni para basmak | to mint coins |
tesadüfi buluşma | coincidental meeting |
efsanevi figürün kaderi-serveti | the fortunes of the mythical figure |
derinlemesine, içten | intimately |
Euro 2002 yılında tanıtıldı.- piyasaya konuyldu-uygulamaya sokuldu. | Euro was introduced in 2002. |
süreklilik güvencesi | reassurance of continuity |
sembolün tekrarı | repetition of the symbol |
AB'yi teşvik etmek | to promote the EU |
yeme şeklim | the way I eat |
Bu web sitesini kullanma şeklim | The way I use this website |
bir şeyden farklı olmak | to differ from something |
sesleri birleştirmek | to combine sounds |
fonoloji-ses bilim | phonology |
morfoloji-yümle yapı bilimi | morphology |
zihinsel bir sözlük | a mental dictionary |
bir şeyi açıklığa kavuşturmak | to make something explicit |
paylaşılan bilgi | shared knowledge |
tehlikeli bir bölge | a dangerous region |
dilsel yetkinlik | linguistic competence |
birini bir şey yapmaya teşvik etmek | to encourage someone to do something |
ulus devlet | nation state |
etnik ve ırksal eşitliği teşvik etmek | to promote ethnic and racial equality |
kültürel alanlar | cultural spheres |
eğitim politikasının yönleri | facets of educational policy |
kültürleri görelileştirmek, ilişkilendirmek | to relativize cultures |
günlük ırkçılık deneyimleri | day-to-day experiences of raicism |
istihdam ve fiziksel şiddet | employment and physical violence |
gözden kaçmak | to slip from view |
resmi politika | the official policy |
çabaları desteklemek | to underpin efforts |
ücretsiz din eğitimi | free religious education |
sadece-tek-benzersiz | solely only merely uniquely |
Çabalarına rağmen... | Despite their efforts ... |
Demokratik ülkelerin aksine... | Unlike democratic countries... |
İngiltere tahtı | throne of England |
zanaat yöntemleri | craft methods |
bilgilendirici ve ikna edici reklamcılık arasındaki ayrım, fark | distinction between informative and persuasive advertising |
oyuncular | gamers |
çeşitli kültürel geçmişler | diverse cultural backgrounds |
Buna göre (bu minvalde-bu çerçevede)
fiyatlandırılırlar. | They are priced accordingly. |
Antidepresanların ne kadar etkili olduğunu bilmiyorum. | I don't know how effective antidepressants are. |
ilaçların işe yaraması için | for drugs to work |
çalışanların çalışması için | for employees to work |
anlamam için | for me to understand |
Kıyafet Kodu - giyilmesi beklenen ya da adet olan kıyafet şekli | dress code |
iyi tanımlanmış sınırlar | well-defined boundaries |
onaylamak, kabul etmek | to acknowledge |
kararsız ve inatçı | unambitious and stubborn |
Hayatlarından memnun değiller. | They are not content with their lives. |
en iyi alternatifi seçmek | to pick the best alternative |
katı rasyonellik | strict rationality |
Karar verme teorileri | Decision-making theories |
Yarasalar mağaralarda yaşar. | Bats live in caves. |
özbilinç | self-consciousness |
rasyonel düşünce | rational thinking |
tutarlı benlik | coherent self |
terörle mücadele birimi | counter-terrorism unit |
modernizmin geleneksel karşıtı deneyleri | counter-traditional experiments of modernism |
değiştirerek | by altering |
bu çevreler aracılığıyla | through these surroundings |
mobilyalarınızı düzenleyerek | by arranging your furnishings |
doğa ile uyum sağlamak | to align with nature |
Feng Shuie uygulayıcıları | Feng Shuie practitioners |
güçlendirici, geliştirici | enhancer |
pozitif enerjiyi uyarmak | to stimulate positive energy |
biçmek, hasat etmek | to reap |
yabancı ot tohumları | weed seeds |
bahar tüyleri | spring plumage |
şu açıdan ki | in that ... |
erkek kuş, çizgileri olduğu için dişiye benzer | the male bird resembles the female in that it has stripes |
ataları | their ancestors |
batıya doğru hareket etmek | to move westward |
çim yuvaları | nests of grass |
bitki sapları | plant stems |
Kamusal özbilinç - toplumda kendinin farkında olma durumu | public self-consciousness |
diyetçi, diyet yapan kişi | dieter - (+er) |
kararsız | ambivalent |
genel müfredat tasarımı | generalist curriculum design |
yetkinlik genişliği | breadth of competence |
genellemeci kariyer seçimleri | generalist career choices |
Yetersiz sterilize edilmiş iğnelerin kullanımı | use of inadequately sterilized needles |
çeşitli enfeksiyonlar | a variety of infections |
belirleyici an | the defining moment |
-dığı sürece | so long as |