Bu film hakkında pek bir şey hatırlamıyorum. | I don't remember too much about this film. |
Fringe'de ilginç olaylar var. | There are interesting events in Fringe. |
Fringe'de deli bir adam var. | There is a lunatic man in Fringe. |
Şimdi adını hatırlamıyorum. | I don't remember his name now. |
Bu yeri biliyor musun? | Do you know this place? |
Kahvaltı yaptım. Ayrıca kahve içtik. | I had breakfast. Also, we had coffee. |
Bugünlerde hava soğuk. | Nowadays, the weather is cold. |
Bahçeye gittiğimde, orada çalışırım. | When I go to the garden, I work there. |
Arkadaşlarımla takıldığımda kendimi daha iyi hissediyorum. | When I hang out with my friends, I feel better. |
Eve geldiğimde ayakkabılarımı çıkarırım. | When I come home, I take off my shoes. |
Dudu Nene ile birlikteyken kendimi daha iyi hissediyorum. | When I am with Dudu Nene, I feel better. |
Boş vaktim olduğunda telefonumda oyun oynarım. | When I have free time, I play games on my phone. |
Pop müzik dinlediğimde kendimi daha iyi hissediyorum. | When I listen to pop music, I feel better. |
Kafam karıştı. | I was confused. |
Videoları yanlış kişiye gönderdim. | I sent the videos to wrong person. |
Cep telefonumu kontrol ettim. | I checked my mobile phone. |
Instagram'da oturum açtığınızda ne yaparsınız? | When you sign in instagram, what do you do? |
Instagram'a girdiğimde arkadaşımın resimlerine bakarım. | When I go on Instagram, I check my friend's pictures. |
gün saatinde | in day time |
Ayda bir kez Instagram'da fotoğraf paylaşıyorum. | Once a month, I share pictures on Instagram. |
Değişir. - belli olmaz. | It depends. |
hangisini tercih edersiniz? | Which one do you prefer? |
Mesleğin nedir? | What's your profession? |
Bugünlerde işsizim. | Nowadays, I am unemployed. |
yakında, kısa süre içerisinde | Soon |
Çalışmaya başlamayı umuyorum. | I hope to start working. |
İş arıyorum. | I am searching for some jobs. |
İngilizce benim için önemli ve gerekli. | English is important and necessary for me. |
İngilizce eğlenceli. | English is fun. |
pazartesi günü | on Monday |
doğum günümde | on my birthday |
haftada iki kez | twice a week |
günde iki kez | twice a day |
yılda bir kez | once a year |
haftada dört kez | four times a week |
Kız mavi bir gömlek giyiyor. | The girl is wearing a blue shirt. |
Bunların her ikisi de | both of them |
Konya'da çok fazla seyahat etmedim. | I didn't travel very much in Konya. |
yanlışlıkla, kazara | by mistake |
Emniyet kemerini kontrol et. | Check your seat belt. |
Başka bir bilgisayarım var. | I have another computer. |
Yarın Aydın'a gidebilirim. belki | I might go to Aydın tomorrow. |