Yürür müsün? | Do you walk? |
biliyor musun? | Do you know? |
hatırlıyor musun? | Do you remember? |
Gittin mi? | Did you go? |
Sen gittin mi. | Did you go? |
ANkara'da hangi yerlere gittin? | Which places did you go in Ankara? |
Ankara'da hangi gölleri gördün? | Which lakes did you see in Ankara? |
Üniversiteye gittiğinde ne yedin? | When you went to university, what did you eat? |
Ali film izlediğinde güler. | When Ali watchES movies, he laughs. |
Ona avukat olduğumu söyledim. | I told him that I am a lawyer. |
Ona Türk olduğumu söyledim. | I told him that I am Turkish. |
Şimdi gitmeliyim. Gitmek zorundayım. | I must go now. |
Seni cezalandırmalıyım! | I must punish you! |
Ali'nin kafası karışıktır. | Ali is confused. |
Adının Juliet olduğunu söyledi. | She said that her name is Juliet. |
Adının Romeo olduğunu söyledi. | He said that his name is Romeo. |
Ali her gün koştuğunu söyledi. | Ali said that he ran every day. |
Bankadan para çaldıklarını biliyordum. | I knew that they stole money from the bank. |
Bir hikaye anlatacağım. | I am going to tell a story. |
Seni cezalandırmalıyım. | I must punish you. |
Ne yapacağımı bilmiyorum. | I don't know what to do. |
Nasıl uyuyacağımı bilmiyorum. | I don’t know how to sleep. |
garip biçimde | strangely |
Hamlet kötü (gıcık) ve kızgın. | Hamlet is mean and angry. |
Kız kardeşini üzme. | Don't upset your sister. |
git buradan! | Go away! |
Beni yalnız bırak! | Leave me alone! |
bir grup aktör | a group of actors |
Benimle gelmesini isteyeceğim. | I'll ask him to come with me. |
Adımı değiştirmemi isteme. | Don't ask to change my name. |
Ali, Veli'den dans etmesini ister. | Ali asks Veli to dance. |
Planımı göstereceğim. | I will show my plan. |
Ali'ye satılan bir ev | a house sold to Ali |
yenmiş bir elma | an eaten apple |
kırık bir vazo | a broken vase |
Bir kuş yakalayacağım. | I am going to catch a bird. |
boyalı bir duvar | a painted wall |
Bugün endişeli görünüyorsun. | You look worried today. |
Hadi kaçalım. | Let's run away. |
Benden kaçma! | Don't run away from me! |
Gerçeği biliyor musun? | Do you know the truth? |
tanınmış bir kral - iyi bilinen bir kral | a well-known king |
Ali oldukça endişelidir. | Ali is quite worried. |
Endişelenme, mutlu ol. | Don't worry, be happy. |
Hadi bir içecek alalım! | Let's grab a drink! |
Hamlet kılıcını alır. | Hamlet takes his sword. |
Biraz ara vereceğim. - ara alacağım. | I'll take a break. |
Susamadım. | I'm not thirsty. |
Ali bizi zehirledi. | Ali poisoned us. |
Bizi dinle! | Listen to us! |
Benimle konuşma! | Don't talk to me! |
Hamlet durmalı. - durdurmalı | Hamlet must stop. |
Ali, Veli'yi durdurur. | Ali stops Veli. |
tüm kraliyet ailesi | all the royal family |
orada olmalı | there should be |
prensim | my prince |