peki ya filmler | how about movies |
tüm zamanların en sevdiğim filmi | my favourite movie of all times |
sürükleyici bir film | a gripping movie |
Saçmalık | nonsense |
"Eşkiya"yı mutlaka izlemelisiniz. | You must watch "Eşkiya". |
intikam almak | to take revenge |
domuz eti | pork |
bir çok kez | many times |
üç kez | three times |
Genellikle haber izlemiyorum. | I generally don't watch news. |
Cep telefonumda bir şeyler izliyorum. | I watch something on my mobile phone. |
üç aptal | three idiots |
Adı neydi? | What was his name? |
Birçok tanrılar vardır. | There are many gods. |
yedi yüz | seven hundred |
Hikaye 700 yılında geçiyor. | The story takes place in the year 700. |
Hiç Facebook hesabı oluşturdunuz mu? | Have you ever created a Facebook account? |
Eskiden bir Facebook hesabım vardı. | In the past, I used to have a Facebook account. |
İnsanlar Twitter'da birçok şeyden şikayet ediyor. | People complain about many things on Twitter. |
İyi bir hikayesi var. | It has a good story. |
Eski bir şarkı mı? | Is it an old song? |
Shakespeare'in iki çocuğu vardı. | Shakespeare had two children. |
O bir eldiven üreticisiydi. | He was a glove-maker. |
Eldiven yapımcısı bir babası vardı. | He had a father who was a glove-maker. |
Mühendis olan bir babası var. | He has a father who is an engineer. |
Sıdıka bir çiftçinin kızıdır. | Sıdıka is a farmer's daughter. |
muhtemelen | probably |
Abuzittin'i hayatımda hiç görmedim. | I have never seen Abuzittin in my life. |
Kanuni Sultan Süleyman tarih okudu. | Suleiman the Magnificent studied history. |
Okulda tarih derslerim var. | I have history classes at school. |
... 14 yaşındayken... | ... when he was 14 ... |
Ali dokuz yaşındayken okulu bıraktı. | Ali left school when he was nine. |
Sıdıka adında bir kızları oldu. | They had a daughter called Sıdıka. |
1590'dan önce | before 1590 |
Ali'yi görmeden önce nasıl koşacağımı bilmiyordum. | Before I saw Ali, I didn't know how to run. |
Mühendis olarak çalışacağım. | I am going to work as an engineer. |
binlerce insan | thousands of people |
Veba vardı. | There was the plague. |
korkunç bir hastalık | a terrible disease |
Ali öldürüldü. | Ali was killed. |
Bu süre zarfında | During this time |
oyunlar yerine | instead of plays |
Bir şair şiir yazar. | A poet writes poems. |
En sevdiğim şiir "Yaşamaya Dair". | My favourite poem is "Yaşamaya Dair." |
Veli seçildi. | Veli was chosen. |
Ali tiyatronun önünde duruyor. - ayakta dikiliyor | Ali is standing in front of the theatre. |
Burada yer yok. | There is no space here. |
Yuvarlaktı. | It was round. |
Dört konuşma | Four conversations |
Ne duydun? - Ne anladın? | What did you get? |
Nasıl gidiyor? | How is it going? |
hiç yolu yok! Olamaz, hayır asla. | No way! |
İkinci konuşmada | On the second talk |
üçüncü olan | the third one |
Üçüncüsü bir okul projesiyle ilgiliydi. | The third one was about a school project. |
Şimdi ne olur? (Şimdi ne olacak?) | What happens now? |
O oldukça güzel. | She is quite beautiful. |
Bence gayet iyi geçti. | I think it went quite well. |
Çok araştırma yaptım. | I did a lot of research. |
Evraklarınızı hazırlayabilir misiniz? | Can you prepare your documents? |
yarım saatlik bir süre için - yarım saat boyunca | for half an hour |
Ne dediler? | What did they say? |
sonunda | At the end |
Onlara sordum. | I asked them. |
Tek erkek bendim. | I was the only boy. |
Hangi resmi görmek istedi? | Which painting did she wanted to see? |