Bir sürü arkadaşım var | I have a lot of friends |
Bilgisayarın var mı? | Do you have a computer? |
Benim bir bilgisayarım var. | I have a computer |
Onun arabası var mı | Does he have a car |
Hayır, onun arabası yok. | No he hasn't a car |
Bu bir elmadır | This is an apple |
Bunlar elmalardır | These are apples |
O bir elmadır (Uzaktaki) | That is an apple |
Onlar elmalardır.(Uzaktaki Çoğul) | Those are apples. |
Burada bir ev var. | Here is a house. |
Orada bir ev var. | There is a house. |
Onları öğleden sonra okurum. | I read them in the afternoon |
Kampa gittiğimde bile okuyorum. | I even read them when I go camping. |
Çizgi romanları okumak harikadır. | Comic books are great to read. |
Çizgi roman okumayı severim. | I like to read comic books. |
Geçen baharda bir ağaç diktim. | I planted a tree last spring |
Arka bahçeme diktim. | I planted it in my backyard. |
Bir ağaç diktiğim için mutluyum | I am glad that I planted a tree |
Annem büyümesini izlemenin eğlenceli olacağını söyledi. | Mom said that it will be fun to watch it
get bigger |
Daha büyük olduğunda, kuşlar yuva yapacak ve içinde yaşayacaktır. | When it is bigger, birds will build nests
and live in it |
Daha büyük olduğunda, sincaplar da yuva yapacak ve içinde yaşayacaktır. | When it is bigger, squirrels will build
nests and live in it, too |
Birlikte birçok şey yapıyoruz | We do a lot of things together |
bir araya getirmek | put together |
Her gün bulmacaları bir araya getiriyor | He puts puzzles together every day |
kolay | easy |
zor | hard |
Rocky, "Bu bulmacayı yapmak beynime iyi geldi" dedi. | “It was a good for my brain to do this puzzle,”
said Rocky |
Hiç küçük bir köpeğin burnunu hissettin mi? | Have you ever felt a little dog’s nose? |
ıslak | wet |
kuru | dry |
Onun burnunu burnumla hissedebiliyorum. | I can feel his nose with my nose |
boyunca yürümek | walking along |
Köpekler hızlı koşmaya başladı | The dogs took off into a fast run |
Adam köpeklerin arkasından bağırdı | The man yelled after dogs. |
Ben koşabilirim. | I can run. |
Ben yüzebilirim. | I can swim. |
O zıplayabilir. | He can jump. |
Babam tırmanabilir. | My dad can climb. |
Ablam voleybol oynayabilir. | My sister can play volleyball. |
KUşlar uçabilir. | Birds can fly. |
Yılanlar sürünebilir. | Snakes can crawl. |
Filler yazı yazamaz. | Elephants can't write. |
Atlar kitap okuyamaz. | Horses can't read books. |
Resim çizer misin? | Do you draw a picture? |
Resim çizmem. | I don't draw pictures. |
Koşar mısın? | Do you run? |
Koşmam. | I don't run. |
Tenis oynar mısın? | Do you play tennis? |
Tenis oynarım. | I play tennis. |
Kitap okur musun? | Do you read a book? |
Kİtap okumam. | I don't read books. |
Çilek sever misin? | Do you like strawberries? |
Çilek sevmem. | I don't like strawberries. |
Temizlik yapar mısın? | Do you clean? |