SEARCH
You are in browse mode. You must login to use MEMORY

   Log in to start

level: Level-2

Questions and Answers List

level questions: Level-2

QuestionAnswer
We were stuck in a traffic jam.Trafik karmaşasında sıkıştık.
You have to take the underground line to get there.Oraya ulaşmak için metroya binmelisin.
There was a breakdown in communication.İleitişimde bir bozukluk (kopukluk) oldu.
I fail to see a connection between the two cases.İki vaka arasında bir bağlantı göremiyorum.
The committee should make its decision later this week.Komite kararının bu hafta içinde vermelidir.
The team set off without any expectation of success.Takım herhangi bir başarı beklentisi olmadan yola çıktı.
You should have seen the expression on his face!Yüzündeki ifadeyi görmeliydin!
She was the inspiration for his new book.Yeni kitabının ilham kaynağıydı.
My mother’s initial reaction was quite unexpected.Annemin ilk tepkisi oldukça beklenmedikti.
If the situation had been different, their plan might have succeeded.Durum farklı olsaydı, planları başarılı olabilirdi.
He is very angry about the way he’s been treated.Tedavi edilme şekline çok kızıyor.
This meal tastes awful.Bu yemeğin tadı berbat!
That bag is too big to take on the plane.Bu çanta uçağa almak için çok büyük.
She is a brilliant scientist.O parlak bir bilim adamı.
I felt dirty, hungry and cold.Kirli, aç ve soğuk hissettim.
We couldn’t finish the enormous birthday cake.Çok büyük doğoum günü pastasını bitiremedik.
It’s quite an old bike, but in excellent condition.Oldukça eski bir bisiklet, ama mükemmel durumda.
It’s a fantastic view from up here.Buradan harika bir manzara.
The kitchen was filthy after he had cooked.Yemek pişirdikten sonra mutfak pis idi.
Roberts’ comments provoked a furious public response.Robeert'in yorumları öfkeli halk cevabını kışkırttı.
We saw a really good film last night.Dün gece gerçekten iyi bir film gördük.
For some reason, she finds his jokes hilarious.Bazı nedenlerden onun şakalarını komik bulur.
She arrived at the airport carrying two huge suitcases.İki büyük valiz taşıyarak havaalanına ulaştı.
We were faced with an impossible task.İmkansız bir görevle yüz yüze bırakıldık.
There are massive columns at Luxor.Luxor'da büyük sütunlar var.
These shoes are too small for me.Bu ayakkabılar benim için çok küçük.
The Hotel Gardesana offers superb views of the lake.Otel Gardesana, gölün mükemmel manzaralarını sunmaktadır.
The test came as a terrible shock to the class.Test, sınıfa korkunç bir şok olarak geldi.
The floor was covered in tiny bits of paper.Zemin küçük kağıt parçalarıyla kaplıydı.
There was a wonderful view from the window.Pencereden harika bir manzara vardı.
I hope you keep your resolution to stop smoking.Umarım sigarayı bırakma kararını tutarsın.
I broke a resolution not to eat meat when I went to the restaurant yesterday.Dün restorana gittiğimde, et yememe kararımı çiğnedim.
She wants to cut down on the amount of chocolate she eats.Yediği çikolata miktarını kısmak istiyor.
Are you going to make a resolution this year?Bu yıl bir karar verecekmisiniz?
You should quit biting your nails.Tırnaklarının ısırmayı bırakmalısın.
I aim to reach the target by March.Mart ayına kadar hedefe ulaşmayı hedefliyorum.
I totally disagree with every word that you say.Söylediğini hiçbir kelimeye kesinlikle katılmıyorum.
Many public libraries in the city are disappearing.Şehirdeki birçok halk kütüphanesi yok oluyor (kayboluyor).
Philip thoroughly disliked her.Philip tam anlamı ile onu sevmedi.
I misplaced my umbrella and now I’m really wet!Şemsiyemi yanlış yere koydum (kaybettim) ve şimdi ıslandım.
I think he has misunderstood the problem.Bence problemi yanlış anladı.
This city is overpopulated.Bu şehir aşırı nüfuslu.
I think people in that company are always overworked.Bence o şirketteki insanlar fazla çalıştırıldı.
They had to rebuild the theatre after the fire.Yandgından sonra tiyatroyu yeniden inşa etmek zorunda kaldılar.
Competitive pressures are forcing managers to rethink their strategies.Rekabetçi baskılar yöneticileri stratejilerini yeniden düşünmeye zorluyor.
He works very hard but is underpaid.Çok çalışıyor ama düşük maaşlı.
The role requires you to be able to work well under pressure.Rol, baskı altında iyi çalışabilmenizi gerektirir.
You need to be good at team work in this job.Bu işte takım çalışmalarında iyi olmalısınız.
Hannah is very reliable.Hannah çok güvenilir.
Children have better creative thinking skills than some adults.Çocuklar bazı yetişkinlerden daha iyi yaratıcı düşünme becerilerine sahiptir.