Buna alışıyorum. | I get used to that. |
Her zaman bağırıyorlar. | They are always shouting. |
Sinir bozucular. | They are annoying. |
Ona bağırdım. | I shouted at him. |
Telefonumu hafta sonu kullanabilirim. | I can use my phone on the weekend. |
yerde | on the ground |
metro istasyonu | subway station |
Onu tanımıyorlar. | They don't know her. |
kalabalık | crowded |
Kitabın ana karakteri. | She is the main character of the book. |
Ders Türkiye'nin devrimi ile ilgilidir. | The lesson is about Turkey's revolution. |
Birinci Dünya Savaşı'nda pek çok insan öldürüldü. | In the first world war so many people got killed. |
eN KÜÇÜK SÜRÜNGEN | the TINIEST REPTILE |
Eskiden sadece küçük ödevler verirdi. | He used to assign only little homework. |
ayçiçeği tohumu ile aynı büyüklükte | the same size as a sunflower seed |
Hayal bile edemiyorum! | I can't imagine! |
Madagaskar'daki Bilim İnsanları | Scientists in Madagascar |
bir tür - iki tür | a species - two species |
Bu yeni tür sürüngenlerle ilgilidir. | This new species is related to reptiles. |
dişi kedi | female cat |
biraz daha büyük | slightly larger |
afrika'nın doğu kıyısı açıklarında | off the east coast of Africa |
büyük yağmur ormanları | huge rainforests |
Kediden korktum. | I was scared of the cat. |
Hayatta mı? | Is he alive? |
Türkiye'de her şey pahalı. | Everything is expensive in Turkey. |
Gürcistan | Georgia |
Para biriktirebilir misin? | Can you save up? |
izleyici | audience |
oyunları izlerken. | while they watched plays. |
Yurtta kalıyorum. | I stay in the dormitory. |
Bundan sonra burada olacağım. | From now on I will be here. |
Sanki hiçbir şey bilmiyormuşum gibi davranacağım. | I will pretend as if I don't know anything. |
Pişman olacak. | He will regret it. |
Enerjimi artırıyor. | It boosts my energy. |
En sevdiğim şarkıların bir çalma listesini yaptım. | I made a playlist of my favorite songs. |
Suluboya resmini severim. | I like watercolor painting. |
Bazı resimlerim için renkli işaretler kullanıyorum. | I use colorful markers for some of my paintings. |
Kendi işini düşünüyor. | She is minding her own business. |
Deterjanların kokusuna alerjim var. | I have allergy to the smell of the detergents. |
Özel matematik derslerim var. | I have private math lessons. |
Bundan memnun değilim. | I'm not satisfied with that. |
Gelecek günlerde daha fazla öğrencim olacak. | It's the fifth day of my illness. |
2 gün sonra sınav alacağım. | After 2 days I will have an exam. |