son kez | for the last time |
En son ne zaman horon oynadın? | When did you play horon for the last time? |
yağmur yağmaya başladı | it started to rain |
dört ay boyunca | for four months |
Kurbağalar bitkileri yok eden zararlıları yer. | Frogs eat pests which destroy crops. |
Parkta çok sevdiğim bir kedi gördüm. | In the park, I saw a cat which I liked so much. |
Sokakta bulduğum bir kedi ile tanıştım. | I met a cat which I found on the street. |
Her gün aldığım otobüs bugün geç kaldı. | The bus which I take every day was late today. |
Kırmızı olan çiçekler çok güzel. | The flowers which are red are beautiful. |
Bugün içtiğim çay lezzetliydi. | The tea which I drank today was delicious. |
Her gün içtiğim çay lezzetli. | The tea which I drank every day is delicious. |
Dün satın aldığım elbise | the dress which I bought yesterday |
Ali'nin dün satın aldığı elbise | the dress which Ali bought yesterday |
Parkta gördüğüm adam | the man that I saw in the park |
Parkta gördüğüm adam yaşlıydı. | The man that I saw in the park was old. |
Antalya'da yaşayan arkadaşım | my friend who lives in Antalya |
Antalya'da yaşayan arkadaşım bir kedi öldürdü. | My friend who lives in Antalya killed a cat. |
Antalya'da yaşayan arkadaşım yeni bir ev aldı. | My friend who lives in Antalya bought a new house. |
Restoranda yediğim yemek çok lezzetliydi. | The meal which I ate at the restaurant was very delicious. |
Günümüzde Doğu ülkelerinden olan bazı turistleri görebiliyorum. | Nowadays, I can see some tourists who are from Eastern countries. |
İstanbul'da yaşayan insanlar | people who live in İstanbul |
İstanbul'da yaşayan insanlar şanslı. | People who live in İstanbul are lucky. |
Uluslararası standartlara sahip bir şirkete başvuracağım. | I am going to apply for a company which has international standards. |
Portekiz'de yaşayan bir arkadaşım var. | I have a friend who lives in Portugal. |
Piyasalar işleten iki amcam var. | I have two uncles who run markets. |
Çok iyi oynayabilen bir arkadaş | a friend who can play very well |
Çok iyi oynaması gereken bir arkadaş | a friend who should play very well |
Çok iyi oynayan bir arkadaş | a friend who played very well |
Her gün oynayan bir arkadaş | a friend who plays every day |
Her gün oynayan bir kadın | a woman who plays every day |
Çeşmeyi kıran kişiyi tanımıyorum. | I don’t know the person who broke the fountain. |
Bize parkta yardım eden kişiyi tanımıyorum. | I don’t know the person who helpED us in the park. |
Bize parkta yardım eden polisi bilmiyorum. | I don’t know the policeman who helpED us in the park. |
Gitar çalan bir çocuk var. | There is a child WHO plays the guitar. |
Gitar çalabilecek bir çocuk var. | There is a child WHO can play the guitar. |
Gülümseyen bir çocuk var. | There is a child who is smiling. |
Metro'da insan kaynakları yöneticisi olan bir arkadaşım var. | I have a friend who is human resources manager at Metro. |
Almanya'da yaşayan bir arkadaşım var. | I have a friend who lives in Germany. |
Dün kapının kilidini açarken ... | While I was unlocking the door yesterday, ... |
Dün TV izlerken ... | While I was watching TV yesterday, ... |
Geçen hafta okula giderken ... | While I was going to school last week, ... |
Sabah uyurken ... | While I was sleeping in the morning, ... |
Kız kardeşim geçen hafta anneme yardım ederken ... | While my sister was helping my mom last week, ... |
Ailem birbirleriyle konuşurken ... | While my parents are talking to each other, ... |
Ali dün ödevini yaparken ... | While Ali was doing his homework yesterday, ... |
Tekrar deneyelim. | Let's try again. |
Hiç kutup ayısı gördün mü? | Have you ever seen a polar bear? |
Titanik'i hiç izledin mi? | Have you ever watched the Titanic? |
Hiç at eti yedin mi? | Have you ever eaten horse meat? |
Hiç Londrada bulundun mu? | Have you ever been to London? |
Hiç Almanya'ya gittin mi? | Have you ever been to Germany? |
Hiç Topkapı Sarayı'na gittin mi? | Have you ever been to the Topkapı Palace? |
Hiç orada küçük köye gittin mi? | Have you ever been to small village there? |
Bir kere kitap yazdım. - yazmışlığım vardır. | I have written a book once. |
İki kere kitap yazdım. - yazmışlığım vardır. | I have written books twice. |
Üç kere at gördüm. - görmüşlüğüm vardır. | I have seen horses three times. |
Hiç at eti yemişliğim yoktur.-yemedim | I have never eaten horse meat. |
Hiç Londra'da bulunmuşluğum yoktur.-gitmedim | I have never been to London. |
Hiç helikopterebinmişliğim yoktur.-binmedim | I have never got on a helicopter. |
Hiç sigara içmişliğim yoktur.-içmedim | I have never smoked. |
Hiç gerçek yılan görmüşlüğüm yoktur.görmedim | I have never seen a real snake. |
Hiç Almanya'da bulunmuşluğum yoktur.-gitmedim | I have never been to Germany. |
Hiç çilek yemişliğim yoktur.-yemedim | I have never eaten strawberry. |
Projemi yeni bitirdim. | I have just finished my project. |
Ev ödevimi şimdi bitirdim. | I have just finished my homework. |
Annem yerleri yeni paspasladı. - paspaslamış durumda | Mum has just mobbed the floors. |
Eve daha şimdi geldik. | We have just come home. |
Elif öğle yemeğini daha yeni yedi. | Elif has just eaten her lunch. |
Öğle yemeğini henüz yemedim. yememiş durumdayım. | I haven’t eaten lunch yet. |
Ödevimiz yapmadım henüz. yapmamış durumdayım. | I haven't done my homework. |
Tarkan ile henüz tanışmadım. - tanışmamış durumdayım. | I haven’t met Tarkan yet. |