Cumartesileri asla çalışmam. | I never work on Saturdays. |
Şanslısın. | You are lucky. |
Genelde Mavi Bahçe AVM'ye giderim. | I usually go to Mavi Bahçe Mall. |
Bu alışveriş merkezi sessiz bir yerdir. | This shopping centre is a quiet one. |
Arkadaşlarımla birlikte Çeşme sahiline de gittik. | I also went to the Çeşme beach with my friends. |
Alışveriş merkezine gittiğimde yeni kıyafetler alırım. | When I go to the shopping centre, I buy new clothes. |
son kez | for the last time |
Son kez bir kazak aldım. | For the last time, I bought a sweater. |
şimdilik | for the time being |
Alışveriş merkezine yürüyerek gidiyorum. | I'm going to the shopping centre on foot. |
İşe servisle giderim. | I go to work by service. |
Şirkete gitmek 45 dakika sürer. | It takes 45 minutes to go to the company. |
Neredeyse bir saat. | It is almost one hour. |
Netflix'te "Çarşamba" adlı bir dizi izliyorum. | On Netflix, I am watching a series called “Wednesday”. |
kaç bölüm | how many episodes |
Düğün törenlerini sever misin? | Do you like wedding ceremonies? |
Burdur'da kaldım. | I stayed in Burdur. |
Ben öğrenciyken çok çalıştım. | When I was a student, I studied a lot. |
Öğrenciyken çok seyahat ederdim. | When I was a student, I travelled a lot. |
Öğrenciyken arkadaşlarımla buluştum. | When I was a student, I met my friends. |
Ben öğrenciyken, mutluydum. | When I was a student, I was happy. |
Bucak çok küçük ve sakin bir şehirdir. | Bucak is a very small and quiet city. |
Bucak huzurlu bir şehirdir. | Bucak is a peaceful city. |
nüfus | population |
Bucak'ta elli bin kişi var. | There are fifty thousand people in Bucak. |
Bucak "salep" ile ünlüdür. | Bucak is famous for "salep". |
Online alışveriş uygulamalarını kullanıyorum. | I use online shopping applications. |
Instagram'da bazı fotoğraflar yayınlıyorum. | I post some photos on Instagram. |