There are four seasons in a year! | Bir yılda dört mevsim vardır. |
They are spring, summer, autumn and winter. | Onlar ilkbahar, yaz, sonbahar ve kıştır. |
The weather is rainy in spring. | İlkbaharda hava yağmurludur. |
In summer, the weather is very hot. | Yazın hava sıcaktır. |
Leaves turn yellow in autumn. | Sonbaharda yapraklar sararır. |
In winter, the weather is very cold and snowy. | Kışın hava çok soğuk ve karlıdır. |
Yesterday was the first day of the winter. | Dün kışın ilk günü idi. |
I went to school yesterday. | Dün okula gittim. |
I didn’t go to school last weekend. | Ben geçen hafta sonu okula gitmedim. |
Where did you go two days ago? | İki gün önce nereye gittin? |
Did you go school yesterday?_ | Dün okula gittin mi? |
What time did you come home? | Saat kaçta eve geldin? |
My cousin came my home last weekend. | Kuzenim geçen haftasonu benim evime geldi. |
My friends didn't visit me yesterday. | Benim arkadaşların dün beni ziyaret etmediler. |
What did you do two weeks ago? | İki hafta önce ne yaptın? |
Did you sleep late yesterday? | Dün geç mi uyudun? |
Yes, I slept late yesterday. | Evet, dün geç uyudum. |
No, I didn’ t sleep late yesterday! | Hayır, dün geç uyumadım. |
My brother got up early yesterday. | Kardeşim dün erken kalktı. |
What time did your brother get up yesterday? | Kardeşin dün saat kaçta kalktı? |
He got up at 8 o’clock! | O saat 8 de kalktı. |
What's the matter? | Sorun nedir? |
She asked me a question. | O bana bir soru sordu. |
Her cat, Sammy, died last night. | Kedisi Sammy, dün gece öldü. |
You can come and visit him sometimes. | Bazen gelip onu ziyaret edebilirsin. |
My mother and my aunt drank tea together. | Annem ve teyzem birlikte çay içtiler. |
I had a nice visit. | Güzel bir ziyaret geçirdim. |
My brother began to cry. | Kardeşim ağlamaya başladı. |
My cousin put on his hat, coat and gloves. | Kuzenim şapkasını, paltosunu ve eldivenlerini giydi. |
My father put his wallet into his bag. | Babam cüzdanını çantasına koydu. |
I waited a long time for the bus. | Otobüs için uzun süre bekledim. |
My father read the newspaper. | Babam gazete okudu. |
I got on the bus. | Otobüse bindim. |
I got off the bus at the bus stop | Otobüs durağında otobüsten indim. |
Ayşe forgot the shopping bag on the bus. | Ayşe otobüste alışveriş çantasını unuttu. |
Suddenly she remembered her first school day. | Birdenbire ilk okul gününü hatırladı. |
They sat down their chairs. | Onlar sandalyelerine oturdular. |
my school is far | okulum uzak |
airplane is safe | uçak güvenli |
car is not crowded | araç kalabalık değil |
describe | tanımlamak, açıklamak |