Cake is a dessert. | Kek bir tatlıdır. |
My father picked up me from the school. | Babam beni okuldan aldı. |
dodge ball | yakar top |
I saw you studied you vocabulary set. | Kelime setini çalıştığını gördüm. |
I saw your vocabulary set. | Kelime setini gördüm. |
five or six English lessons | beş veya altı İngilizce dersi |
My father took my mum to the hospital. | Babam annemi hastaneye götürdü. |
Ali is rich. Veli is richer. | Ali zengin. Veli daha zengin. |
I am tall. My mum is taller. | Ben uzun boyluyum. Annem daha uzun. |
I have a friend who lives in Portugal. | Portekiz'de yaşayan bir arkadaşım var. |
I have two uncles who run markets. | Piyasalar işleten iki amcam var. |
a friend who can play very well | Çok iyi oynayabilen bir arkadaş |
a friend who should play very well | Çok iyi oynaması gereken bir arkadaş |
a friend who played very well | Çok iyi oynayan bir arkadaş |
a friend who plays every day | Her gün oynayan bir arkadaş |
a woman who plays every day | Her gün oynayan bir kadın |
I don’t know the person who broke the fountain. | Çeşmeyi kıran kişiyi tanımıyorum. |
I don’t know the person who helpED us in the park. | Bize parkta yardım eden kişiyi tanımıyorum. |
I don’t know the policeman who helpED us in the park. | Parkta bize yardım eden polisi bilmiyorum. |
There is a child WHO plays the guitar. | Gitar çalan bir çocuk var. |
There is a child WHO can play the guitar. | Gitar çalabilecek bir çocuk var. |
There is a child who is smiling. | Gülümseyen bir çocuk var. |
I have a friend who is human resources manager at Metro. | Metro'da insan kaynakları yöneticisi olan bir arkadaşım var. |
I have a friend who lives in Germany. | Almanya'da yaşayan bir arkadaşım var. |
a woman who has ten children | On çocuğu olan bir kadın |
a man who has moustache | Bıyığı olan bir adam |
My mirror was broken. | Aynam kırıldı. |
My hand was cut. | Elim kesildi. |
Ali was killed. | Ali öldürüldü. |
Trees were cut. | Ağaçlar kesildi. |
Our house was painted. | Evimiz boyandı. |
Our shoes were stolen. | Ayakkabılarımız çalındı. |
Their house was sold. | Evleri satıldı. |
Ali's cats were killed. | Ali'nin kedileri öldürüldü. |
The trees are being cut. | Ağaçlar kesiliyor. |
My car is being painted. | Arabam boyanıyor. |
Their houses are being destroyed. | Evleri yok ediliyor. |
They were being chased. | Kovalanıyorlardı. |
Computers were being sold. | Bilgisayarlar satılıyordu. |
A new phone was bought. | Yeni bir telefon satın alındı. |
I sold my house. My house was sold. | Evimi sattım. Evim satıldı. |
I bought a car. A car was bought. | Araba aldım. Bir araba satın alındı. |