İçecek suyumuz yok. | We don't have have any water to drink. |
Çalar saatimi erken kalkmak için ayarladım. | I set my alarm clock to get up early. |
Kilo vermek için su içiyorum. | I drink water to lose weight. |
Ekmek almaya gittim. | I went out to buy bread. |
Okula gitmek için otobüse biniyorum. | To go to school, I take a bus. |
Para kazanmak için çalışmalıyım. | TO earn money, I should work. |
Biraz ekmek almak için süpermarkete gittim. | To buy some bread, I went to the supermarket. |
Anneme yardım etmek için salata hazırladım. | To help my mother, I prepared the salad. |
Cep telefonumu arkadaşlarla konuşmak için kullanıyorum. | I use my mobile phone to speak with friends. |
Yorgun olduğumda, uyurum. | When I am tired, I sleep. |
İşe gittiğimde, işe başlarım. | When I go to work, I start to work. |
Dün eve geldiğimde ceketimi çıkardım. | When I came home yesterday, I took off my jacket. |
Eve geldiğimde, .... | When I came home, .... |
Okula gittiğimde ... | When I went to the school, ... |
Şehir merkezine gittiğimde ... | When I go to the city center, ... |
Şehir merkezine gittiğimde biraz çilek alacağım. | When I go to the city center, I will buy some strawberries. |
Şehir merkezine gittiğimde kahve içeceğim. | When I go to the city center, I am going to drink coffee. |
Ankara'ya gittiğimde Anımkabir'i ziyaret edeceğim. | When I go to Ankara, I am going to visit Anıtkabir. |
Ankara'ya gittiğimde Anirkabir'i ziyaret ettim. | When I went to Ankara, I visited Anıtkabir. |
Yorgun olduğumda biraz dinlendim. | When I was tired, I had some rest. |
Yorgun olduğumda ... | When I was tired, ... |
Meşgulken ... | When I was busy, ... |
Sabah yorgun olduğumda ... | When I was tired in the morning, ... |
Sabah açken bir şeyler yedim. | When I was hungry in the morning, I ate something. |
Eve geldiğimde ayakkabılarımı çıkarıyorum. | When I come home, I take off my shoes. |
Eve geldiğimde ayakkabılarımı çıkardım. | When I came home, I took off my shoes. |
Şehir merkezine gittiğimde biraz alışveriş yapıyorum. | When I go to the city center, I do some shopping. |
O pizzayı yediğimde başım dönmüş hissettim. | When I ate that pizza, I felt dizzy. |
Oğlumu okula götürdüğümde öğretmenini gördüm. | When I took my son to school, I saw his teacher. |
Okulumu bitirdiğimde doktor olacağım. | When I finish my school, I am going to be a doctor. |
Kitap okuduğumda mutlu hissederim. | When I read books, I feel happy. |
Alışveriş merkezinde bazı mağazalar var. | There are some stores in the mall. |
kesinlikle | Exactly |
ne yazık ki, malesef | Unfortunately |
Strazburg'a gitmem gerekiyor. | I have to go to Strasbourg. |