She lived there for three years. | Orada üç yıl yaşadı. |
She is living in Ankara now. | Şimdi Ankara'da yaşıyor. |
He talked about his trip. | Gezisi hakkında konuştu. |
Some friend ask her to talk. | Bazı arkadaşlar ondan konuşmasını ister. |
If people want to go out, | İnsanlar dışarı çıkmak istiyorsa |
They will wear special boots. | Özel botlar giyecekler. |
If you go to the bus stop, | Otobüs durağına giderseniz, |
You will find a glass shelter. | Bir cam barınak bulacaksınız. |
Buses are always on time. | Otobüsler her zaman zamanında. |
I will pay more money. | Daha fazla para ödeyeceğim. |
If I want to use your bike, | Bisikletini kullanmak istersem, |
If we go to malls, | Alışveriş merkezlerine gidersek, |
We will find stores. | Mağazalar bulacağız. |
I will need to charge smartphone. | Akıllı telefon şarj etmem gerekecek. |
If they eat out, | Eğer dışarıda yerlerse |
You need to prepare it beforehand. | Önceden hazırlamanız gerekiyor. |
You will pay 25 TL average. | Ortalama 25 TL ödeyeceksiniz. |
If you want to buy fruit, | Meyve almak istiyorsan, |
Three apples are 10 TL. | Üç elma 10 TL'dir. |
If people go holidays, | İnsanlar tatile giderse |
If you take a trip in forest, | Ormanda bir yolculuk yaparsanız, |
You will see amazing views. | Muhteşem manzaralar göreceksiniz. |
You can go skiing in the mountains. | Dağlarda kayak yapabilirsiniz. |
If you want to buy somethings | Bir şeyler almak istiyorsan |
You will pay a lot. | Çok ödeyeceksin. |