They gathered enough material. | Yeterince malzeme topladılar. |
He altered his attitude. | Tutumunu değiştirdi. |
We have witnessed many social changes. | Birçok sosyal değişime tanık olduk. |
Research has advanced our understanding of the virus. | Araştırmalar virüs hakkındaki anlayışımızı geliştirmiştir. |
The committee has adopted all his proposals. | Komite tüm önerilerini kabul etti. |
We inferred from his remarks.. | Onun sözlerinden çıkardık .. |
Merve implies that Ayşe is fat. | Merve, Ayşe'nin şişman olduğunu ima eder. |
He achieved his aim. | Amaçına ulaştı. |
The cat seized the ball. | Kedi topu ele geçirdi. |
We benefited from his good advice. | Onun iyi tavsiyelerinden yararlandık. |
I managed to get a passing grade. | Geçen not almayı başardım. |
The children rely on their parents. | Çocuklar ebeveynlerine güvenir. |
Children take after their parents. | Çocuklar ebeveynlerine benzerler.. |
That cloth absorbs moisture. | Bu bez nemi emer. |
The world's fuel supplies are exhausted. | Dünyanın yakıt kaynakları tükendi. |
The teacher clarified the subject again. | Öğretmen konuyu tekrar açıkladı. |
Twelve months constitute a year. | On iki ay bir yılı oluşturur. |
Two medical reports stated that he was mentally ill. | İki tıbbi rapor onun akıl hastası olduğunu belirtmiştir. |
Scientists have declared that this meat is safe to eat. | Bilim insanları bu etin yenmesinin güvenli olduğunu açıkladılar. |
The fields stretched away into the distance. | Tarlalar uzaklara doğru uzanıyordu. |
She watched him disappear into the crowd. | Kalabalığın içinde kaybolmasını izledi. |
The van skidded and crashed into a tree. | Kamyonet savruldu ve bir ağaca çarptı. |
It is difficult to evaluate him as a writer. | Onu yazar olarak değerlendirmek zor. |
The police erected barriers across the road. | Polis yol boyunca engeller dikti. |
The prince was confined in the castle for three years. | Prens üç yıl boyunca kalede hapsedildi. |
He directed the building of the new art gallery. | Yeni sanat galerisinin binasını yönetti. |
His comments really irritated me. | Onun yorumları beni gerçekten rahatsız etti. |
That pill cured my headache. | Bu hap baş ağrımı iyileştirdi. |