Eğer yağmur yağarsa, zemin ıslanır. | If it rains, the ground gets wet. |
Eğer buzları ısıtırsan, erirler. | If you heat ice, it melts. |
Eğer kırmızıyı ve maviyi karıştırırsan, mor elde edersin. | If you mix red and blue, you get purple. |
Eğer düğmeye basarsan, ışık yanar. | If you press the button, the light turns on. |
Eğer bitkileri düzenli sularsan, iyi büyürler. | If you water plants regularly, they grow well. |
Eğer çok fazla yersem, doyarım. | If I eat too much, I feel full. |
Eğer çalışmazsan, sınavı geçemezsin. | If you don't study, you don't pass the exam. |
Eğer sıkı çalışırsan, başarı elde edersin. | If you work hard, you achieve success. |
Eğer kahvaltıyı atlarsan, daha sonra aç kalabilirsin. | If you skip breakfast, you may feel hungry later. |
If I listen carefully, I understand. | Eğer dikkatli dinlersem, anlarım. |
Eğer yarın yağmur yağarsa, evde kalacağız. | If it rains tomorrow, we will stay at home. |
Eğer o iyi çalışırsa, sınavı geçecek. | If she studies hard, she will pass the test. |
Eğer beni partiye davet edersen, katılacağım. | If you invite me to the party, I will attend. |
Eğer acele edersen, treni yakalarsın. | If you hurry, you will catch the train. |
Eğer yeterince para biriktirirsem, yeni bir bilgisayar alırım. | If I save enough money, I will buy a new computer |
Eğer düzenli olarak egzersiz yapmazsan, kilo alabilirsin. | If you don't exercise regularly, you may gain weight. |
Eğer o geç kalırsa, onsuz başlarız. | If he arrives late, we will start without him. |
Eğer kar yağarsa, kardan adam yapabiliriz. | If it snows, we can build a snowman. |
Eğer beni ararsan, telefona cevap veririm. | If you call me, I will answer the phone. |
Eğer iyi çalışırsan, notlarını yükseltirsin. | If you study well, you will improve your grades. |