Hiç kutup ayısı gördün mü? | Have you ever seen a polar bear? |
Titanik'i hiç izledin mi? | Have you ever watched the Titanic? |
Hiç at eti yedin mi? | Have you ever eaten horse meat? |
Hiç Londra'ya gittiniz mi? | Have you ever been to London? |
Hiç Almanya'ya gittin mi? | Have you ever been to Germany? |
Hiç Topkapı Sarayı'na gittin mi? | Have you ever been to the Topkapı Palace? |
Hiç orada küçük köye gittin mi? | Have you ever been to small village there? |
Bir kere kitap yazdım. - yazmışlığım vardır. | I have written a book once. |
İki kere kitap yazdım. - yazmışlığım vardır. | I have written books twice. |
Üç kere at gördüm. - görmüşlüğüm vardır. | I have seen horses three times. |
Hiç at eti yemişliğim yoktur.-yemedim | I have never eaten horse meat. |
Hiç Londra'da bulunmuşluğum yoktur.-gitmedim | I have never been to London. |
Hiç helikopterebinmişliğim yoktur.-binmedim | I have never got on a helicopter. |
Hiç sigara içmişliğim yoktur.-içmedim | I have never smoked. |
Hiç gerçek yılan görmüşlüğüm yoktur.görmedim | I have never seen a real snake. |
Hiç Almanya'da bulunmuşluğum yoktur.-gitmedim | I have never been to Germany. |
Hiç çilek yemişliğim yoktur.-yemedim | I have never eaten strawberry. |
Projemi yeni bitirdim. | I have just finished my project. |
Ev ödevimi şimdi bitirdim. | I have just finished my homework. |
Annem yerleri yeni paspasladı. - paspaslamış durumda | Mum has just mobbed the floors. |
Eve daha şimdi geldik. | We have just come home. |
Elif öğle yemeğini daha yeni yedi. | Elif has just eaten her lunch. |
Öğle yemeğini henüz yemedim. yememiş durumdayım. | I haven’t eaten lunch yet. |
Ödevimiz yapmadım henüz. yapmamış durumdayım. | I haven't done my homework. |
Tarkan ile henüz tanışmadım. - tanışmamış durumdayım. | I haven’t met Tarkan yet. |
Aynam kırıldı. | My mirror was broken. |
Elim kesildi. | My hand was cut. |
Ali öldürüldü. | Ali was killed. |
Ağaçlar kesildi. | Trees were cut. |
Evimiz boyandı. | Our house was painted. |
Ayakkabılarımız çalındı. | Our shoes were stolen. |
Evleri satıldı. | Their house was sold. |
Ali'nin kedileri öldürüldü. | Ali's cats were killed. |
Ağaçlar kesiliyor. | The trees are being cut. |
Arabam boyanıyor. | My car is being painted. |
Evleri yok ediliyor. | Their houses are being destroyed. |
Kovalanıyorlardı. | They were being chased. |
Bilgisayarlar satılıyordu. | Computers were being sold. |
Yeni bir telefon satın alındı. | A new phone was bought. |
Evimi sattım. Evim satıldı. | I sold my house. My house was sold. |
Araba aldım. Bir araba satın alındı. | I bought a car. A car was bought. |