Let me take your coat! | Paltonu almama izin ver! |
Let me open the door. | Kapıyı açmama izin ver. |
Let him call you. | Seni aramasına izin ver. |
The weather is a bit chilly. | Hava biraz soğuk. |
at this time of year | yılın bu zamanında |
No delays! | Gecikme yok! |
luckily | neyse ki |
It is alright! | Her şey yolunda! |
I am glad to hear that! | Bunu duyduğuma sevindim! |
The cafe is a lovely place. | Kafe güzel bir yer. |
My room has been redecorated. | Odam yeniden dekore edildi. |
Make yourself at home! | Kendini evinde gibi hisset! |
My father took me to the hospital. | Babam beni hastaneye götürdü. |
I ' ll take you to İstanbul. | Seni İstanbul'a götüreceğim. |
I will be there in a bit! | Birazdan orada olacağım! |
Baklava is a special sweet. | Baklava özel bir tatlıdır. |
Would you like some coffee? | Kahve ister misin? |
That would be nice! | İyi olur! |
That's very kind of you! | Çok naziksiniz! |
How do you like your coffee? | Kahvenizi nasıl istersiniz? |
No sugar, please! | Şeker olmasın, lütfen! |
I don’t like it at all. | Hiç sevmiyorum. |
Has the situation improved at all? | Durum hiç iyileşti mi? |
Do you mind if I open the window? | Pencereyi açmamın sakıncası var mı? |
No, not at all! | Hayır, hiç de değil! |
I am all right for now! | Şimdilik iyiyim! |
everything you need to know | bilmen gereken her şey |
I am exhausted! | Çok yorgunum! |
Help yourself to some cake! | Kendine biraz pasta al! |
I study at university in Ankara! | Ankara'da üniversite okuyorum! |
Help yourself to a drink! | Kendine kahve al! |
anyway | Neyse |
Here you are! | Buyurun! |
adults gather at the local park for a relaxing day | yetişkinler dinlendirici bir gün için yerel parkta toplanır |
they spread out their blankets | battaniyelerini yaydılar, serdiler |
kids are playing tag | çocuklar yakalamaca-ebelemece oynuyorlar |
some adults take a leisurely walk along the park's paths | bazı yetişkinler parkın patikalarında yavaşça yürüyüşe çıkar |
people engage in various activities | insanlar çeşitli faaliyetlerde bulunurlar |
the adults pack up their belongings and head home | yetişkinler eşyalarını toplar ve eve giderler |
People take turns grilling food | İnsanlar sırayla ızgara yapıyor |
cozy ambiance | samimi bir ortam (rahat bir ambiyans) |
my mother named me | annem bana isim verdi |