Bana yeni sistemi öğretti. | He taught me the new system. |
Sadece kız kardeşim işi bıraktığımı biliyor. | Just my sister knows that I quit the job. |
Hiç borç para almadın. | You have never borrowed money. |
Başarısız olmaktan korkuyorum. | I am afraid to fail. |
Diğer bölümleri öğrenmeliyim. | I must learn other departments. |
Diğer iş arkadaşlarıyla konuşuruz. | We talk to other colleagues. |
Şüphelenmek için bir ipucu bulmalılar. | They should find a clue to suspect. |
Çok çalışmayı severim. | I love working hard. |
Bilgisayarımı açarım. | I turn on my computer. |
Zaman geçtikten sonra zamanı geri alamayız. | We can't turn back time when time has passed. |
Mesleğimi desteklemek için. | To support my proffesion. |
Çok çalışmak senin gerçeğin. | Working hard is your fact. |
Kararsızdım. | I was indecisive. |
Herkes bir uyum döneminden geçer. | Everyone goes through an adjustment period. |
Anlamaya başlıyorum. | I'm getting the hang of it. |
Önceki işini bıraktığına dair bir söylenti duydum. | I heard a rumor that you quit your previous job. |
Herkesin bilmesini istemedim. | I didn't want it to be public knowledge. |
Umarım bu iş istediğiniz şeyle daha iyi uyuşur. | I hope this job aligns better with what you want. |
Korkarım iş yükünden bunalmış hissedebilirsin. | I'm afraid you might feel overwhelmed with the workload. |
Daha uzun süredir burada bulunanlardan fikir ve tavsiye almaya yardımcı olur. | It helps to get insights and advice from those who have been here longer. |
Ekibe sorunsuz bir şekilde entegre olmanıza yardımcı olacak bir ipucu bulmaları gerekir. | They should find a clue to help you integrate smoothly into the team. |
Yeni başlayanlar için yaygın bir sorundur. | It's a common issue for newbies. |
Bunu ilk gün anladım. | I figured that out on day one. |
Bu bir taahhüt. | it's a commitment. |
Bu övgüye değer bir bakış açısı. | That's a commendable perspective. |
Bize ulaşmaktan çekinmeyin. | feel free to reach out. |