She experimented with relations between them. | Aralarındaki ilişkileri denedi. |
among them | onların arasında |
distances and measurements | mesafeler ve ölçümler |
well-deserved reputation | hak edilmiş itibar |
due to outstanding designs | olağanüstü tasarımlar nedeniyle |
little influences on practice | uygulama üzerindeki küçük etkiler |
Her designs take into account viewing objects | Tasarımları nesneleri izlemeyi dikkate alır |
Even though he is a good man, | İyi bir adam olmasına rağmen, |
effects of climate change | i̇kli̇m deği̇şi̇kli̇ği̇ni̇n etki̇leri̇ |
water pollution harms river's ecology | su ki̇rli̇li̇ği̇ nehi̇r ekoloji̇si̇ne zarar veri̇yor |
remarkably | dikkat çekici |
You should employ your time better. | Zamanınızı daha iyi kullanmalısınız. |
unique climatic conditions | benzersiz iklim koşulları |
annual discharge regime | yıllık boşaltım (tahliye)rejimi |
rivers contain water. | nehirler su içerir. |
minuscule portion | küçük porsiyon |
They will pose serious threats. | Ciddi tehditler oluşturacaklardır. |
hunter-gatherer societies | avci-toplayici toplumlar |
social arrangements | sosyal düzenlemeler |
cross-group marriage | gruplar arası evlilik |
They don't limitate serious conflicts. | Ciddi çatışmaları sınırlandırmazlar. |
Therefore, | Bu yüzden, |
they are respected. | onlara saygı duyulur. |
He channelled all his energies. | Tüm enerjisini onlara yönlendirdi. |
They prevent killing. | Öldürmeyi önlüyorlar. |
They lead to complex situatioans | Karmaşık durumlara yol açarlar. |
Yet, | Yine de, |
breakdown of societies | toplumların çöküşü |
Since they don't participate in, | Katılmadıkları için, |
such arrangements | bu tür düzenlemeler |
fundementally | temel olarak |
simple systems of communication | basit iletişim sistemleri |
highly intelligent creature | son derece zeki yaratık |