Altı yaşımdayken çok balığım vardı. | When I was six years old, I had a lot of fish. |
Balıklarımın renkleri mor gibiydi. | My fish colors were like purple. |
Bir ormana gittiğimde ormanı temiz bırakırım. | When I go to a forest, I leave the forest clean. |
Ormanlar huzurlu yerlerdir. | The forests are peaceful places. |
Peri bacalarını görmek istiyorum. | I want to see the fairy chimneys. |
Şirinevler evimden uzak değil. | Şirinevler is not far away from my house. |
Çanak çömlek yapımını deneyimleyebilirsin. | You can experience pottery making. |
Kapadokya'da çok eski medeniyetler yaşamıştır. | Very ancient civilizations lived in Cappadocia. |
Kapadokya'ya gidersem peri bacalarını ziyaret edeceğim. | If I go to Cappadocia, I will visit fairy chimneys. |
Kapadokya'ya gidersem yeraltı şehirlerini ziyaret edeceğim. | If I go to Cappadocia, ı will visit underground cities. |
Kapadokya'ya gidersem çömlek yapımını deneyimleyeceğim. | If I go to Cappadocia, ı will experience pottery making. |
Kapadokya'ya gidersem sıcak hava balonuna bineceğim. | If I go to Cappadocia, I will ride in a hot air balloon. |
Kapadokya'ya gidersem Açık Hava Müzelerini ziyaret edeceğim. | If I go to Cappadocia, I will visit the Open Air Museums. |
Kapadokya'ya gidersem Ihlara Vadisi'ni ziyaret edeceğim. | If ı go to Cappadocia, ı will visit the Ihlara Valley. |
Kapadokya'ya gidersem, sallanan köprüde yürüyeceğim. | If I go to Cappadocia, I will walk on the shaking bridge. |