Yorgun hissettiğimde mola veririm. | When I feel tired, I take a break. |
Kitap okuduğumda kendimi rahatlamış hissederim. | When I read a book, I feel relaxed. |
İngilizce çalışırken notlar yazarım. | When I study English, I write notes. |
Sen geldiğinde çay yapacağım. | When you arrive, I will make some tea. |
Ders bittiğinde basketbol oynayacağız. | When the class ends, we will play basketball. |
Kendini iyi hissettiğinde, birlikte dışarı çıkacağız. | When you feel good, we will go out together. |
Çocukken her gün dışarıda oynadım. | When I was a child, I played outside every day. |
Beni gördüğünde gülümsedi. | When he saw me, he smiled. |
Uyandığımda dışarıda yağmur yağıyordu. | When I woke up, it was raining outside. |
Babam aradığında annem yemek pişiriyordu. | When my dad called, my mom was cooking dinner. |
“Eğer” yağmur yağarsa, evde kalacağız. | If it rains, we will stay at home. |
Eğer çok çalışırsan, sınavı geçeceksin. | If you study hard, you will pass the exam. |
Hava güzel olursa parka gideceğim. | I will go to the park if the weather is nice |
Eğer “yeterince” parası olursa yeni bir araba alacak. | She will buy a new car if she has enough money. |
Eğer zamanımız olursa “dışarıda yemek yiyeceğiz”. | We will eat out if we have time. |