Ben Jessica'yım. | I'm Jessica. |
Ben İpek. | I'm İpek. |
Ben Abuzittin. | I'm Abuzittin. |
İspanya'da yaşarım. | I live in Spain. |
Fransa'da yaşarım. | I live in France. |
Isparta'da yaşarım. | I live in Isparta. |
Bahçede yaşarım. | I live in the garden. |
Nerede yaşarsın? | Where do you live? |
Ev nerede? | Where is the house? |
İspanya Nerede? | Where is Spain? |
Annem nerede? | Where is my mother? |
Jessica nereli? | Where is Jessica from? |
İspanyol musun? | Are you Spanish? |
Türk müsün? | Are you Turkish? |
Alman mısın? | Are you German? |
İngiliz misiniz? | Are you English? |
Yoruldun mu? | Are you tired? |
Bu doğru. (right) | That's right. |
Bu doğru. (correct) | That's correct. |
O, şu | That |
bu | This |
Yoruldun mu? | Are you tired? |
Abuzittin sen misin? | Are you Abuzittin? |
Türkiye | Turkey |
Türk | Turkish |
Almanya | Germany |
Alman, Almanca | German |
Şarkı söylerim. | I sing a song. |
Şarkı söyleyebilirim. | I can sing a song. |
Ben bir şarkı söyleyemem. | I cannot sing a song. |
Adını söyleyebilir misin? | Can you say your name? |
Rusya | Russia |
Rusça, Rus | Russian |
Bence Kocaeli güzel. | I think Kocaeli is nice. |
Kocaeli güzeldir. | Kocaeli is nice. |
Babam iyidir. | My father is nice. |
Bu senin çikolatan. Buyurun. | This is your chocolate. Here you are. |
Peki ya hafta sonu? | What about the weekend? |
Peki ya okul? | What about school? |
Peki ya aile? | What about family? |
Peki ya ...? | What about ... ? |
Saat tam beş. | It is five o'clock. |
Saat kaç? | What time is it? |
Tatil ne zaman? | When is the holiday? |
Ne zaman...? | When ... ? |
Doğum günün ne zaman? | When is your birthday? |
öğleden sonra | in the afternoon |
sabahleyin | in the morning |
akşamleyin | in the evening |
Sabahları ne yaparsın? | What do you do in the morning? |
Akşamları ne yaparsın? | What do you do in the evening? |
Öğleden sonra ne yaparsın? | What do you do in the afternoon? |
Kezban neye benzer? | What does Kezban look like? |
Kezban bir kediye benzer. | Kezban looks like a cat. |
Kezban kediye benzemez. | Kezban doesn't look like a cat. |
hava güneşli | It is sunny. |
Hava bulutlu. | It is cloudy. |
Yağmurlu. | It is rainy. |
dışarısı, dışında | outside |
Şemsiyeni ödünç alabilir miyim? | Can I borrow your umbrella? |
Gözlüğünü ödünç alabilir miyim? | Can I borrow your glasses? |
Ceketinizi ödünç alabilir miyim? | Can I borrow your jacket? |
Güneş gözlüğünüzü ödünç alabilir miyim? | Can I borrow your sunglasses? |
Ceketini ödünç alabilir miyim? | Can I borrow your coat? |
Çoraplarınızı ödünç alabilir miyim? | Can I borrow your socks? |
Elbiseni ödünç alabilir miyim? | Can I borrow your dress? |
Japonya | Japan |
japonca, Japonyalı | Japanese |
Ben bir doktorum. | I am a doctor. |
benim doktorum | my doctor |
Ben öğretmenim. | I am a teacher. |
öğretmenim | my teacher |
Bir hastanede çalışırım. | I work at a hospital. |
Ben bir hemşireyim. | I am a nurse. |
Bir okulda çalışırım. | I work at a school. |
Evde çalışırım. | I work at home. |
Annem şarkıcı. | My mother is a singer. |
Annem şarkı söyler. | My mother sings. |
En sevdiğin renk nedir? | What is your favorite color? |
En sevdiğiniz içecek nedir? | What is your favorite drink? |
En sevdiğiniz sayı hangisi? | What is your favorite number? |
En sevdiğiniz çizgi film hangisidir? | What is your favorite cartoon? |
tereyağı | butter |
Salata yapabilirim. | I can make a salad. |
marmelat, reçel | marmalade |
Kapıyı kapat. | Close the door. |
Ayağa kalk! | Stand up! |
Kapıyı aç! | Open the door! |
Yerinize geri dönün. | Go back your place. |
Tahtayı temizle! | Clean the board! |
Pencereyi aç. | Open the window! |
Otur! | Sit down! |
Bardak nerede? | Where is the glass? |
Masa nerede? | Where is the table? |
Kitap nerede? | Where is the book? |
Kitap vazonun arkasında. | The book is behind the vase. |
Kitap vazonun içindedir. | The book is in the vase. |
Kitap vazonun yanında. | The book is near the vase. |
Kitap vazonun önünde. | The book is in front of the vase. |
Kitap vazonun altında. | The book is under the vase. |
Bisikletim | My bike |
Bisikletim bahçede. | My bike is in the garden. |
Bisikletim bahçenin önünde. | My bike is in front of the garden. |
Bisikletim okulun arkasında. | My bike is behind the school. |
arkasında | behind |
Yakınında | near |
bitişik, yanında | next to |
önünde | in fron of |
altında | under |
içinde | in |
üstünde | on |
ülke | Country |
milliyet | Nationality |
Britanya (İngiltere) | Britain |
Britanyalı (İngiliz) | British |
onun bisikleti (kızlar için) | her bike |
onun bisikleti (erkekler için) | his bike |
Abuzittin bisiklete binemez. | Abuzittin can't ride a bike. |
Bu benim kameram. | This is my camera. |
Bu onun kamerası. (kızlar için) | This is her camera. |
Bu onun kamerası. (onun kamerası) | This is his camera. |
Bu bizim kameramız. | This is our camera. |
Bu onların kamerası. | This is their camera. |
Fotoğraf çekebiliriz. | We can take photos. |
benim fotoğrafım | my photo |
Fotoğrafımız | our photo |
Hava rüzgarlı. | It is windy. |
Hava karlı. | It is snowy. |
Semih şekerleri sevmez. | Semih dislikes candies. |
Abuzittin puzzle yapmayı sever. | Abuzittin likes doing puzzles. |
arasında (iki şeyin arasında) | between |
Ali ve Veli arasındayım. | I am between Ali and Veli. |