| Yağmur yağdığında, evde kalırım. | When it rains, I stay home. |
| Aç olduğumda, yemek yerim. | When I am hungry, I eat. |
| Yorgun olduğumda, uyurum. | When I am tired, I sleep. |
| Ders bittiğinde, eve gideriz. | When the class is over, we go home. |
| Güneş battığında, hava kararır. | When the sun sets, it gets dark. |
| Sınavlara çalıştığımda, daha iyi not alırım. | When I study for exams, I get better grades. |
| Telefon çaldığında, cevap veririm. | When the phone rings, I answer it. |
| Susadığımda, su içerim. | When I am thirsty, I drink water. |
| Hafta sonu olduğunda, dinlenirim. | When it is the weekend, I relax. |
| Öğretmen soru sorduğunda, cevap veririm. | When the teacher asks a question, I answer. |
| Yağmur yağdığında, şemsiye alacağım. | When it rains, I will take an umbrella. |
| Aç olduğumda, yemek yiyeceğim. | When I am hungry, I will eat. |
| Yorgun olduğumda, uyuyacağım. | When I am tired, I will sleep. |
| Ders bittiğinde, eve gideceğiz. | When the class is over, we will go home. |
| Güneş battığında, hava soğuyacak. | When the sun sets, it will get cold. |
| Yağmur yağdığında, içeri girdim. | When it rained, I went inside. |
| Aç olduğumda, yemek yedim. | When I was hungry, I ate. |
| Yorgun olduğumda, uyudum. | When I was tired, I slept. |
| Ders bittiğinde, eve gittik. | When the class was over, we went home. |
| Güneş battığında, hava karardı. | When the sun set, it got dark. |
| Telefon çaldığında, cevap verdim. | When the phone rang, I answered it. |
| Eğer yağmur yağarsa, dışarı çıkmayacağım. | If it rains, I will not go outside. |
| Eğer çalışırsan, sınavı geçersin. | If you study, you will pass the exam. |
| Eğer erken kalkarsan, kahvaltı yapabilirsin. | If you get up early, you can have breakfast. |
| Eğer susadıysan, su içebilirsin. | If you are thirsty, you can drink water. |
| Eğer yorgunsan, dinlenmelisin. | If you are tired, you should rest. |
| Eğer hasta hissediyorsan, doktora gitmelisin. | If you feel sick, you should go to the doctor. |
| Eğer paran varsa, yeni bir araba alabilirsin. | If you have money, you can buy a new car. |
| Eğer zamanım olursa, seni ziyaret edeceğim. | If I have time, I will visit you. |
| Eğer bana ihtiyacın olursa, beni ara. | If you need me, call me. |
| Eğer geç kalırsan, otobüsü kaçıracaksın. | If you are late, you will miss the bus. |
