İrem's Vocabulary
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn English From Turkish
Learn English From Turkish
Practice Known Questions
Stay up to date with your due questions
Complete 5 questions to enable practice
Exams
Exam: Test your skills
Test your skills in exam mode
Learn New Questions
Popular in this course
Learn with flashcards
Manual Mode [BETA]
The course owner has not enabled manual mode
İrem's Vocabulary - Leaderboard
You may also like
İrem's Vocabulary - Details
Levels:
Questions:
1382 questions
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Umutsuzca, çok büyük istekle | Desparately |
Kelimenin tam anlamıyla | Literally |
Her yerde mevcut | Omnipresent |
Verimli | Fertile |
Sulama | Irrigation |
Hatırlatmak | To "remind" sb to do sth |
O zamanlarda | In those times |
“acı” | "bitter" life |
Her ikisi için de | For both of them |
Bütün bir yıl | A whole year |
Yabancı | Stranger |
Tam | Complete |
Sanki, -mış gibi | As if |
Üzgün | Upset |
Farkına varmak | To realise |
Cüzdan | Wallet |
Çanta | Purse |
"kaybetmek" | To "loose" a wallet |
"doğrudan olmayan" | "undirect" method |
Kurmak, yapılandırmak | To structure |
Yeniden yapılandırma | Re-structure |
Üretmek | To generate |
Sulak alan | Wetland |
Kurtulmak | To elude |
O zamandan beri | Ever since |
Birini memnun etmek | To please sb |
Memnun, mutlu | Pleased |
Futbol | Soccer |
Kötüye kullanmak | To abuse |
Yukarı doğru | Upwards |
Aşağıya doğru | Downwards |
Yine de, bununla birlikte | Neverthless |
Sağ tarafta | On the right |
Bir şey yapmakta ısrar etmek | To insist on doing sth |
Düşük | "low" salary |
"hukuk" kuralı | Rule of "law" |
Oysa | Whereas |
Aksine | In contrast |
Tam tersine | On the contrary |
Aşırı uyumak | To oversleep |
Tükenmek | To run out of sth |
Dahası | Furthermore |
Inşaat | Construction |
Yıkım | Destruction |
Talimat | Instruction |
Paten | Roller-blading |
Aksi takdirde | Otherwise |
Dağıtmak | To give away |
Elektronik cihazları çalıştırmak, açmak | To turn on |
Kapatmak | To turn off |
Mektup | Letter |
Daha iyi | Better |
Fatura | Bill |
Geçimini sağlamak | To make sb's living |
Makul | Reasonable |
Parti vermek | To throw a party |
Temsilci | Representative |
Beklenti | Expectation |
Kayıp çocuklar | Missing children |
Otobüsü kaçırmak | To miss a bus |
Tamir etmek | To repair a TV |
Yönetmen | Director |
Yönetici, müdür | Manager |
Terfi ettirmek | To promote |
Terfi ettirilmek | To be promoted |
Randevu | Appointment |
Götürmek | To take sb to swh |
Incelemek | To inspect |
Güncelleme | Update |
Yakından bir şekilde | Closely |
Baştan sona | Thoroughly |
Şişmiş | Swollen |
Şişmek | To swell |
Yoksa | Or else |
Gece yemeği | Supper |
Bakkal | Grocery store |
Tükenmek | To run out of sth |
Çorap | Sock |
Acele etmek | To hurry |
El kaldırmak | To raise a hand |
Pamukkale | Hierapolis |
Zengin | Wealthy |
Terketmek | To abandon |
Bol miktarda | Abundant |
"kalıntıları" | "ruins" of Hierapolis |
Bir zamanlar | Once |
Işıl ışıl, parlak bir şekilde | Brilliantly |
Evrim geçirmek | To evolve into sth |
Açıkça, belirgin bir şekilde | Distinctly |
Tedavi merkezi | Cure centre |
Pes etmek | To give up |
Su kaynağı | Spring |
Adamak | To dedicate |