SedaBulut's Vocabulary
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn English From Turkish
Learn English From Turkish
Practice Known Questions
Stay up to date with your due questions
Complete 5 questions to enable practice
Exams
Exam: Test your skills
Test your skills in exam mode
Learn New Questions
Manual Mode [BETA]
The course owner has not enabled manual mode
SedaBulut's Vocabulary - Leaderboard
SedaBulut's Vocabulary - Details
Levels:
Questions:
665 questions
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Sabah koşarım. | I run in the morning. |
Oturma odası | Living room |
Ben muhasebeciyim. | I am an accountant. |
Üniversiteden mezun oldum. | I graduated from university. |
Dış ticaret okudum. | I studied foreign trade. |
Bir bilgisayara ihtiyacım var. | I need a computer. |
Akşam yemeğini yemedim. | I didn't eat dinner. |
Evimi satacağım. | I will sell my house. |
Yeni bir bilgisayar alacağım. | I will buy a new computer. |
Arkadaşımla koşuyorum. | I am running with my friend. |
Her gün bahçede yürürüm. | I walk in the garden every day. |
Saat 8'de kalkarım. | I get up at 8 o'clock. |
Annem için | For my mother |
Evime | To my house |
Benim evim | My house |
Evim için | For my house |
Evde | At home |
Ankara'ya | To Ankara |
Anneme | To my mother |
Annem hakkında | About my mother |
Meslektaşımdan | From my colleague |
Meslektaşlarımdan | From my colleagues |
Ankara'dan | From Ankara |
Evde hamburger hazırlayabilirim. | I can prepare hamburger at home. |
Dış ticaret uzmanı | Foreign trade expert |
Hatırlıyor musun? | Do you remember? |
Değişir. - Değişiyor. | It depends. |
Öğle yemeğinizi bir restorandan mı sipariş ettiniz? | Did you order your lunch from a restaurant? |
Şirket yemeğimizi sunuyor. | The company offers our meal. |
Tekrar edebilir misin? Afedersiniz. | Can you repeat? Sorry. |
Birazcık | A little bit |
Ailem bir köyde yaşıyor. | My parents live in a village. |
Adamın çok büyük gözleri var. | The man has very big eyes. |
Adamın çok büyük kulakları var. | The man has very big ears. |
O aşırı kilolu. | He is over-weight. |
Adam şaşırır. | The man is surprised. |
Birbirleriyle tanışıyorlar. | They are meeting each other. |
Jane'in sarı saçları var. | Jane has blonde hair. |
Ithalat-ihracat | Import-export |
İzmir Limanı | İzmir Port |
Şanslıyım. | I am lucky. |
Boş zamanınızda | In your free time |
En sevdiğim yazar Ayşe Kulin. | My favourite writer is Ayşe Kulin. |
I read books every day. | Her gün kitap okurum. |
I eat hamburger. | Hamburger yerim. |
I doN't eat hamburger. | Hamburger yemem. |
I write a message. | Bir mesaj yazarım. |
I speak English. | Ben İngilizce konuşurum. |
I sell apples. | Elma satarım. |
We sell apples. | Elma satarız. |
I don't sell bananas. | Ben muz satmam. |
I sell houses. | Evler satarım. |
I sell my house. | Evimi satarım. |
I buy a new tablet. | Yeni bir tablet satın alırım. |
I buy ice-cream. | Dondurma alırım. |
I buy chocolate. | Çikolata alırım. |
I sleep every day. | Her gün uyurum. |
I sleep at 9 PM. | Saat 9'da uyurum. |
I don't sleep late. | Geç uyumam. |
I get up at 8 AM. | Sabah 8'de kalkarım. |
We run in the park. | Parkta koşarız. |
We don't run in the streets. | Sokaklarda koşmayız. |
I walk every day with my sister. | Her gün kız kardeşimle yürürüm. |
I brush my teeth at 9 AM. | Dişlerimi saat 9'da fırçalarım. |
I have breakfast. | Kahvaltı yaparım. |
I have lunch. | Öğle yemeğim var. |
I have dinner at 8 PM. | Saat 8'de akşam yemeği yerim. |
We don't play computer games. | Bilgisayar oyunları oynamayız. |
We play computer games. | Bilgisayar oyunları oynarız. |
I go to school every day. | Her gün okula giderim. |
I come from school every day. | Her gün okuldan gelirim. |
I can swim. | Yüzebilirim. |
I can't fly. | Uçamıyorum. |
I can speak English. | İngilizce konuşabilirim. |
I can speak Turkish. | Türkçe konuşabilirim. |
I can walk. | Yürüyebilirim. |
I can't speak Arabic. | Arapça konuşamam. |
I can't jump. | Atlayamam. |
I can eat chilly pepper. | Soğuk biber yiyebilirim. |
Can you see the birds? | Kuşları görebiliyor musun? |
Can you hear me? | Beni duyabiliyor musun? |
I can see the birds. | KUşları göremem. |
My bird can't fly. | Kuşum uçamaz. |
I didn't go to school on Sunday. | Pazar günü okula gitmedim. |
I didn't sleep yesterday. | Dün uyumadım. |
I didn't go out yesterday. | Dün dışarı çıkmadım. |
I didn't eat hamburger yesterday. | Dün hamburger yemedim. |
I didn't watch a movie last week. | Geçen hafta bir film izlemedim. |
I didn't play football yesterday. | Dün futbol oynamadım. |
We didn't walk in the park last week. | Geçen hafta parkta yürümedik. |
We didn't go to park on Tuesday. | Salı günü parka gitmedik. |
Ali didn't talk to teacher. | Ali öğretmenle konuşmadı. |
Zeynep didn't come to school on Friday. | Zeynep Cuma günü okula gelmedi. |
Did you read a book? | Bir kitap okudun mu? |
Did you call me? | Beni aradın mı? |
Did you have breakfast? | Kahvaltı yaptın mı? |
When did you have breakfast? | Ne zaman kahvaltı yaptın? |
When did you get up? | Ne zaman kalktın? |
When did you go to school? | Okula ne zaman gittin? |
When did you come to the house? | Eve ne zaman geldin? |