Academy-T1 - Academic Vocabulary
Study for the exam.
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn English From Turkish
Learn English From Turkish
Practice Known Questions
Stay up to date with your due questions
Complete 5 questions to enable practice
Exams
Exam: Test your skills
Test your skills in exam mode
Learn New Questions
Popular in this course
Learn with flashcards
Manual Mode [BETA]
The course owner has not enabled manual mode
Academy-T1 - Academic Vocabulary - Leaderboard
You may also like
Academy-T1 - Academic Vocabulary - Details
Levels:
Questions:
3214 questions
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Yanlış dosyalamak | To misfile a collection |
Tahmin etmek/öngörmek | To predict the World War |
Yeniden keşfetmek | To rediscover the letters |
Kasıtlı olarak | Intentionally |
(kazayla) | I fell by accident. (accidentally) |
Barış gücü | Unite Nations Peacekeeping |
Acil durum | Emergency service (emergency) |
Ortaya çıkmak | The UN emerged after WW 2 (to emerge) |
- dan, -den | This furniture is made out of wood. (out of) |
Tahmin/öngörü | I don't have any predictions for this word. (predictions) |
(müdahale/araya girmek) | The UN intervened the fight. (intervention) |
Başarılar | Bayern Munich has many accomplishments. |
Kesin/tam olarak | Precise moment |
Olağanüstü/ sıradışı | Extraordinary coronavirus days |
Sınıflandırmak | To classify |
Görselleştirmek | To visualise |
Yinelenen / aynısı | A duplicate question |
Fark etmek | She didn't notice me. |
Entegre olmak / iç içe geçmek | Turks in Europe will never intergate |
Böylece | Thus |
Çok yönlü | Versatile writer (versatile) |
Ortaya çıkmak | "to turn up" suddenly |
Bakmak, aramak, sözlükte aramak | "look up" your dictionary |
Arabayla uzaklaşmak | To "drive away" after the theft |
Aniden ortaya çıkıvermek, yırtık dondan çıkar gibi çıkıvermek | "pop out" advertisements |
Çağırmak | CALL OUT |
Vurgu | "emphasis" on |
Anayasa | Turkish "constitution" |
"inanç" | "belief" system |
Tavsiye etmek | To recommend |
Vazgeçilmez | Indispensible |
Karıştırmak, başlamak | To stir |
Açığa çıkarmak, salınım yapmak | Flowers "release" oxygen |
Var olmak | No animal "exists" here. |
Varoluş | Existence |
Imha | Destruction |
Yaşanılabilir | "habitable" planet |
Görünmek, meydana çıkmak | To appear |
Tehdit etmek | You cannot "threaten" me |
Bir şey olmak, ona dönüşmek | To "become" an academician |
Bereketli" | "fertile" land |
"sulama" | "irrigation" system |
Kuraklık | Severe "drought" |
Yeteri kadar | Adequately |
Tedarik etmek | To supply with |
Yatkın | "susceptible" to destruction |
Köylü | Peasant |
Yemek pişirmek | To cook a meal |
Merdivenler | Stairs |
Ecnebi | Foreign |
Uçurtma uçurmak | To fly a kite |
Iki kez | Twice |
Ikiz erkek kardeşler | Twin brothers |
Bir kez / when | Once / once=when |
Neredeyse, yaklaşık | Almost |
Bir kapıyı "çalmak" | To "knock on" a door |
Başlama vuruşu | Kick off |
Iptal etmek | To call off |
Birini tekmelemek | To kick someone |
Tehlikeli köpeklerden kaçmak | To run away from dangerous dogs |
Devam etmek | To move on |
Yakınlardaki | Nearby |
Sth yapmaya çalışmak | To try to do sth |
Ileri geri | Back and forth |
Incinmek için | To get hurt |
Meslektaşlar | Colleagues at the office |
Olay | Incident |
Tesadüfen | Incidentally |
Devralmak, el koymak, ele geçirmek | To take over |
Kırsal | Rural area |
Yardımcısı | Sherrif's deputy |
Nedeniyle | Due to (+isim) |
Acımasız, saldırgan | Vicious |
Geri çekilmek | To retreat from dogs |
Ikna etmek | To convince his fiancee to marriage |
Inatçı | Stubborn goat |
Birisine aşık olmak | To fall in love with sb |
Sermaye | Capital |
Son derece | Profoundly |
Özellikle, hususiyetle | I like particularly banana |
Bileşen | Components of globalisation |
Tıpkı gibi | Just as |
Oldukça | Remarkably |
Maruz kalmak | To be subject to |
Anlaşma | Deal |
Geçinmek | To make a living |
Yerine | Instead |
Tv izlemek yerine | Instead of + Ving /Instead of watching TV, |
Sakıncası yoksa | If you don't mind |
Özür dilemek | You must apologise her |
Keşke | If only |
Olsa bile | Even if |
Bakmak | Skin "care" |
Ölmek için mükemmel bir gün | A perfect day to die |
Tembel | Lazy animal |
Elinden gelenin en iyisini yapmak | To do one's best |
Sığ | A shallow lake |
Birden bire görünmek | To turn up |
Sözlüğe bakmak | To look up a dictionary |